Altay Tankı (4)
15 Kasım 2021
Altay Tankı için bu dördüncü yazım oluyor… Üçüncü yazımı ‘’Altay Tankı’’ başlığı ile değil ‘’BMC’’ başlığı ile yazmıştım. Mademki yazıyorum ‘’fikr-i takip’’ gerekiyor değil mi? Öyleyse ben de fikr-i takip ediyorum...
Altay Tankının prototipini 6.5 yıl süren bir araştırma ve geliştirmeyle 2014 yılında Otokar firması üretiyor. Aynı yıl, 2014 Nisan ayında TMSF elindeki BMC, Ethem Sancak’a 200 milyon Dolar’a (o zamanki TL karşılığı 751 milyon TL, BMC satıldığında şirketin sadece arsa değeri 1.5 milyar TL’yi buluyor… ) satılıyor…Ethem Sancak, BMC’yi aldıktan hemen üç ay sonra BMC’nin % 25 hissesini 100 milyon Dolara Öztreyler Şirketine, % 49.9 hissesini de 300 milyon Dolara, vazgeçtim paletli araç tekonolojisine, hiçbir motor üretim tekonolojisine sahip olmayan, olması da mümkün olmayan ve BMC'nin gelişimine hiçbir katkısı olmayacak olan Katar Ordusuna satıyor.
Ancak Altay Tankı‘nın prototipini 2014 yılında Otokar yapmasına rağmen SSM üç yıl oyalandıktan sonra Altay Tankı’nın seri üretimi 2018 yılında sürpriz bir şekilde bu konuda hiçbir tecrübesi olmayan BMC'ye veriliyor… Almanlar da Altay Tankında kullanılacak güç grubunu (MTU motor ve RENK transmisyonu) da %49,9 hissesi Arap Katar’ın olan BMC'ye vermiyor... BMC, Almanların vermediği motor ve transmisyon için Güney Kore’den Güney Afrika’ya çalmadık kapı bırakmıyor ancak sonuç alamıyor...
2018 yılının ocak ayında o zamanki MSB Nurettin Canikli, Altay Tankının üretimi ile ilgili olarak ‘’Tank seri üretimine 2019 sonu veya 2020 başında başlayacağız” diye açıklamada bulunuyor... Aradan yıllar geçiyor... Ancak TSK envanterine bir tane bile Altay Tankı girmiyor...
Bu arada BMC’de epey bir değişiklikler oluyor, ABD, Türkiye’ye karşı CAATSA yaptırımlarını uygulamaya başlıyor...
Tank motoru ve transmisyonu için rota yeniden Güney Kore’ye çevriliyor
Üç yılı aşkın süreden bu yana çözülemeyen Altay Tankının güç grubu (motor ve transmisyon) için BMC, rotayı tekrar Güney Kore’ye çeviriyor…
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 21-24 Ekim 2021 tarihleri arasında Güney Kore’yi ziyaret ediyor. Çavuşoğlu, bu ziyareti esnasında 22 Ekim 2021 tarihinde, Güney Kore Savunma Tedarik Programı’ndan (DAPA) sorumlu Bakan Kang Eun-ho ile Altay Tankı motoru ve transmisyonu tedarikine ilişkin niyet beyanını imzalıyor. Bu niyet beyanına göre; Türkiye’nin, Altay Tankının; motorunu Güney Kore’nin Doosan firmasından, transmisyonunu ise yine Güney Kore’nin S&T Dynamics firmasından tedarik etmesi bekleniyor…
Bu niyet beyanı henüz kesin bir anlaşmaya dönüşmüyor. Bu nedenle de üzerinde spekülasyonlar yapılıyor. Bunların en başında ABD’nin CAATSA yaptırımları çerçevesinde Güney Kore’ye baskı yaparak anlaşmaya engel olabileceği veya Güney Kore’nin ABD’nin CAATSA yaptırımlarından çekinerek nihai anlaşmayı imzalamayabileceği geliyor…
Hatta bir habere göre; Güney Kore ile Türkiye arasında imzalanan niyet beyanına göre tank güç paketi (motor ve transmisyon) Güney Koreli firmaların teknik desteği ile Türkiye’de ortak üretilecekken ABD’nin devreye girmesi ile Türkiye’deki bu ortak üretimden vazgeçiliyor ve güç paketinin Türkiye’ye hazır olarak satılması öngörülüyor. (Defence News, 11 Kasım 2021)
Güney Kore ile yapılan bu niyet beyanının sakıncaları
Bu niyet beyanının bazı sakıncaları bulunuyor:
1. Tankın motor ve transmisyonun uyumu tank için hayati önemi haiz bulunuyor. Burada öncelikle ve kısaca tank motoru ve transmisyonu hakkında bir teknik bilgi vermem gerekiyor:
Tank motoru otomobil motoru gibi çalışmıyor. Çoğu kaynaklar da teknik konuya hâkim olmadıkları için yanlışlıkla tankın transmisyonundan tankın şanzımanı olarak bahsediyor. Tankın hareket edebilmesi için motor tarafından üretilen gücün ‘’transmisyon’’ denilen bir aktarma organına aktarılması ve buradan da ‘’cer dişlisi’’ denilen dişlilerle palete yönlendirilmesi gerekiyor. Motordaki gücü transmisyona aktarırken ‘’ara mili’’ denen bir aktarma mili kullanılıyor…
Motor ve transmisyon, her iki güç organının da çok iyi bir uyum içerisinde çalışıyor olması gerekiyor. Eğer bu uyum çok iyi olmaz ise bu farklılık aradaki ‘’ara mili’’ni kırıyor ve tank muharebe esnasında arazide hareketsiz bir külçe gibi, bir demir yığını olarak kalıyor.
Bu nedenle dünyadaki bütün tank üreticileri bu uyuma büyük önem veriyor. Altay Tankının prototipini üreten Otokar şirketi, prototip üretim sürecinde bu maksatla daha önceden uyumu denenmiş Alman MTU tank motoru ve RENK transmisyonu kullanıyor… Ki Türkiye Alman MTU motorunu ve RENK transmisyonunu kendisinin ürettiği T-155 Fırtına obüslerinde de kullanıyor…
Güney Kore ile imzalanan niyet beyanında gözden kaçan husus:
Güney Kore “K2 Black Panther (Kara Panter)’’ isimli kendi yerli tankının ilk parti üretiminde başlangıçta Doosan firmasının tank motorunu ve S&T Dynamics firmasının transmisyonu kullanıyor. Ancak S&T Dynamics yapımı transmisyon, K2 Tankında güvenilirliğini ve dayanıklılığını sağlamada testlerde ve kullanımda defalarca sorun yaratıyor, başarısız oluyor. Motor ve transmisyon uyumunda yaşanan bu sorunlar nedeniyle Güney Kore, K2 Tankının ikinci ve üçüncü parti üretimde Doosan firmasının motoruyla birlikte S&T Dynamics firmasının transmisyonu yerine Alman RENK transmisyonu kullanmaya başlıyor…
Türkiye ile Güney Kore arasında imzalanan niyet beyanında gözden kaçan şu husus oluyor: Güney Kore kendi tankında Doosan firmasının tank motoru ile olan uyumsuzluğu ve başarısızlığı nedeniyle tercih etmediği S&T Dynamics firmasının transmisyonu, her ikisini birden bir güç grubu olarak Türkiye’ye satmak istiyor. Daha doğrusu Güney Kore’nin kendi tankında uyumsuzluğu ve başarısızlığı nedeniyle kullanamadığı güç grubunu Türkiye satın almak istiyor.
2. Hal böyle olunca da anlaşmaya varılması durumunda satın alınacak olan Doosan firmasının tank motoru ile Güney Kore’nin kendi tankında kullanmayı tercih etmediği S&T Dynamics şirketinin transmisyonun Altay Tankına ne ölçüde uyum sağlayacağı ve güvenilir olacağı da kafalarda büyüüüüük bir soru işareti olarak kalıyor…
3. Anlaşmaya varılması durumunda Güney Koreli şirketlerin ürettiği güç grubunun Altay Tankı üzerindeki gerekli testlerin yapılarak seri üretim aşamasına geçilmesinin en az iki yıl süreceği değerlendiriliyor…
4. Güney Kore’nin Doosan firmasının ürettiği motorda ve S&T Dynamics firmasının ise ürettiği transmisyonda Alman menşeli parçalar kullanıyor. Eğer Almanya ambargosu olursa Güney Kore firmalarının ürettiği motor ve transmisyonun Alman ambargosunu aşarak Türkiye’ye ihracı için bu sistemlerde kullanılan Alman menşeli parçalar yerine Güney Kore'nin alternatif parçalar bulması gerekiyor. Bunun ise zaman alacağı değerlendiriliyor…
5. Güney Kore ile imzalanan bu niyet beyanı Türkiye’de ortak üretimi kapsamıyor, bahsi geçen Güney Kore firmalarından hazır motor ve transmisyon alımını içeriyor…
Ukrayna motoru
Altay Tankının motor ve transmisyonu için bir ara Ukrayna’nın da adı geçiyor... Ancak Ukrayna menşeli motor ve transmisyon için Altay Tankının sil baştan yeniden tasarımı gerekiyor ki bu da en azından altı yedi yıl daha kayıp anlamına geliyor…
Yerli motor
Türkiye’nin sanayi kapasitesi hiç de küçümsenmeyecek bir büyüklükte bulunuyor. Ancak Türkiye’de bu sanayi kapasitesini üretime dönüştürecek yeterli bir organizasyon da bulunmuyor.
Türkiye MKE’inde namlu üretiyor, her türlü elektronik cihaz ASELSAN’da üretiliyor, Tank Palet Fabrikasında palet üretiliyor, demir çelik fabrikalarında çelik üretiliyor, HAVELSAN her türlü yazılımı yapıyor. Türkiye’nin yapamadığı en büyük parça tank motoru ve transmisyonu oluyor. Bir kavanoza önce büyük taşların yerleştirilmesi gibi tank üretiminde de en önce tank motoru ve transmisyonu üretiminden başlanılması gerekiyor… Ancak görüldüğü gibi Türkiye’de bu böyle olmuyor. Tank motoru ve transmisyonu üretimi en sona bırakılıyor…
Altay Tankının seri üretimi 2018 yılında BMC’ye verilince BMC bünyesinde 2017 yılında (!) kurulan BMC Power Motor ve Kontrol Teknolojileri AŞ’ne (kısaca ‘’BMC Power’’ olarak anılıyor) SSB tarafından tank motor, transmisyon ve soğutma paketinden oluşan güç grubu (BATU Güç Grubu) geliştirme projesi veriliyor.
Bu kapsamda BMC Power tarafından geliştirilen 1500 beygir gücündeki motorun ilk çalıştırılması Nisan 2021 tarihinde başarılı şekilde gerçekleştiriliyor. BATU projesinin BMC Power Test Merkezi’ndeki test ve kalifikasyon çalışmalarına halen devam ediliyor. Ticarileşme takvimi 2024 yılı olarak hedefleniyor…
BMC Power tarafından geliştirilen tank motorunun son durumu böyle sevindirici. Ancak güç grubunun diğer parçası olan ‘’transmisyon’’ ne durumda diye sorduğunuzda şirket yetkilileri tarafından transmisyonun bu test için İngiltere’den tedarik edildiğini, 1.500bg kapasiteli transmisyonun da henüz geliştirilmekte olduğu söyleniyor… Altay Tankının güç grubu projesi olan BATU’nun 2024 yılında tank üzerinde kabulünün yapılması hedefleniyor…
Bu noktada şu sorunun sorulması gerekiyor: Eğer BATU Güç Grubunun kabulü 2024 yılı olacaksa neden Güney Kore’den uyumsuzluğu test edilmiş güç grubu alınarak onların da Altay Tankına uyumu test çalışmaları için iki yıl harcanıyor?
Akla gelen muzır soru
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Güney Kore’yi ziyareti esnasında 22 Ekim 2021 tarihinde, Güney Kore ile imzalanan, Güney Kore’nin, güvensizliği ve başarısızlığı nedeniyle kendi tankında kullanmadığı tank motoru ve transmisyonun tedarikine ilişkin niyet beyanı ne maksatla imzalanıyor?
Yoksa, Güney Kore’den, Güney Kore’nin güvensizliği ve başarısızlığı nedeniyle kendi tankında kullanmadığı tank motor ve transmisyonundan 10-15 adet alıp, bunları Altay Tankı’na monte edip 2023 yılı seçimleri öncesi gösteri yapılarak seçmenin gözleri mi boyanmak isteniyor?
Sonuç
İsmet İnönü; ‘’Vatan pahasına siyaset olmaz’’ derdi… Ne yazık ki güzel ve yalnız ülkemde artık her şey vatan pahasına yapılıyor… Dolayısıyla sonuç olarak buraya bir şey yazmaya gerek bulunmuyor... Bana sadece durumu arz etmek kalıyor…
Osman AYDOĞAN