• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi11
Bugün Toplam59
Toplam Ziyaret3698456

Avrupa Güvenlik Eylemi (SAFE) ve Türkiye


Avrupa Güvenlik Eylemi (SAFE
) ve Türkiye

06 Kasım 2025


Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı ile başlayan Avrupa'ya yönelik Rus tehdidi, ABD Trump Yönetimi'nin Avrupa'nın güvenlik kaygılarını artık ABD’nin tek başına karşılayamayacağı tehdidi, Ortadoğu’daki savaş ve dünyadaki güvensizlik Avrupa’nın kendi güvenliğini sağlama arayışlarına yöneltiyor.  


Bu arayışlara Avrupa’nın bir güvenlik stratejisi geliştirmesine yol açıyor. Ancak bu strateji öncelikle bir ‘’Avrupa Ordusu’’nu kurmayı değil, Avrupa’nın silahlanmasını ve bu silahlanmayı da Avrupa’nın silah sanayi yoluyla yapmasını amaçlıyor. Bu strateji bir eyleme dönüşüyor. Bu eyleme de ‘’Avrupa Güvenlik Eylemi’’ (Security Action for Europe) (SAFE) adı veriliyor.

SAFE Tüzüğü

Bu maksatla Avrupa Komisyonu, 2025 yılının ilk aylarında bir "SAFE Tüzüğü” hazırlayıp, onaylıyor.  Avrupa Komisyonu bu tüzük ile; AB'nin 2030 yılına kadar Avrupa’nın ortak savunma kapasitesini artırılmasını, tedarik zincirlerini güvence altına alınmasını ve üye ülkeler arasında savunma alanında koordinasyonun güçlendirilmesini amaçlıyor. Tüzüğün onaylanmasının ardından SAFE, 29 Mayıs 2025 tarihinde yürürlüğe giriyor ve ardından da bu eylemin bir bütçesi hazırlanıyor.

SAFE Tüzüğü mali planı

Bu SAFE Tüzüğü doğrultusunda bir ‘’mali plan’’ hazırlanıyor. Bu planla; üyelerin milli planları ve talepleri gereği harekete geçilecek, projeler değerlendirilecek ve ilgili üye ülkelere 150 milyar euroya kadar kredi sağlanması amaçlanıyor.


SAFE kredisi

Bu krediler, acil ve büyük ölçekli tedarik çalışmalarını finanse ederek, Avrupa savunma sanayisinin en çok ihtiyaç duyulduğu anda gerekli ekipmanı teslim edebilmesini amaçlıyor.

Etkiyi en üst düzeye çıkarmak ve parçalanmayı azaltmak için projeler, SAFE'den yararlanan en az bir üye devlet ve diğer üye devletler ile Ukrayna ve AEA-EFTA ülkelerini kapsayan ortak tedarik esasına dayanması gerekiyor.

Bu noktada AEA ve EFTA ülkelerinin hangileri olduğunun da açıklanması gerekiyor:

AEA ve EFTA ülkeleri

AEA, ‘’Avrupa Ekonomik Alanı’’ anlamına geliyor. AEA, AEA ülkelerinin her biri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri güçlendirmeyi amaçlıyor. 30 AEA ülkesi bulunuyor. Bu ülkeler; 27 AB üyesi ülke, İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç. Toplam olarak 30 AEA ülkesi bulunuyor.

EFTA, ‘’Avrupa Serbest Ticaret Birliği’’ anlamına geliyor. EFTA, bölgesel bir ticaret örgütü oluyor. Dört üye ülkesi bulunuyor: İzlanda, Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre.

SAFE kredisi koşulları

Tabii ki söz konusu kredi olunca da bu kredinin koşulları ve garantileri de bulunuyor.


SAFE'in kredileri için on yıl geri ödemesiz ve azami 45 yıl vade imkânı sunuluyor. Ancak bu krediler için üye ülkelerden, en az iki katılımcı ülkeyi kapsayan ortak satın alımların hayata geçirmesi bekleniyor.

Yine SAFE Tüzüğüne göre AB'ye aday ülkeler ve İngiltere gibi AB ile anlaşma imzalayan ülkeler de ortak tedariklere katılabilme imkânına sahip oluyor ancak imal edilecek bir savunma ürününün bileşenlerinin toplam değerinin yüzde 65'ini "Avrupa içinden" (AB ülkeleri, Ukrayna, Norveç, Lihtenştayn ve İzlanda) gelmek zorunda oluyor. Kalan yüzde 35'i ise Türkiye ve İngiltere'nin de aralarında olduğu kategoriden gelebilme imkânı bulunuyor.

Ayrıca SAFE kredilerinden faydalanmak isteyen ülkeler sahip oldukları uluslararası derecelendirme kuruluşlarının verdiği karneye (kredi notu)’na göre faydalanmaları bekleniyor. Buna göre: Danimarka, Almanya, Lüksemburg, Hollanda ve İsveç’in kredi notu AAA derecesine; Bulgaristan, Yunanistan, Macaristan ve İtalya’nın kredi notu ise A'dan düşük bulunuyor. A notuna sahip olan Letonya ve askerî açıdan tarafsız bir ülke olan ve AA notuna sahip İrlanda da SAFE'den yararlanmak istiyor

SAFE kredilerinden kimler yararlanabilecek?

SAFE kredilerine yalnızca üye devletler erişebilirken, AB'ye katılım aşamasındaki aday ve potansiyel aday ülkeler, arasında Arnavutluk, Kanada , Japonya , Moldova , Kuzey Makedonya , Norveç , Güney Kore ve Birleşik Krallık’ın  yer aldığı AB ile Güvenlik ve Savunma Ortaklıkları imzalayan ülkeler ortak tedariklere katılabiliyor.


SAFE Tüzüğüne göre AB ülkeleri, Ukrayna, (Avrupa Ekonomik Bölgesi'ne dahil) Norveç, Lihtenştayn ile İzlanda’ya, 150 milyar avroya kadar kredi kullanarak ortak tedariklere katılabilme imkânı sağlanıyor. Bu ülkeler, aynı zamanda birbirlerinin endüstrilerinden de ortak satın alımlar yapabilme imkânına sahip oluyor.

14 üye ülke savunma harcamalarını arttırmak için bloğun mali kurallarından cayma izni talep ediyor. Bu ülkeler arasında Belçika, Bulgaristan, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Letonya, Litvanya, Polonya, Portekiz, Slovakya ve Slovenya bulunuyor.

Ayrıca, bu ülkelerin büyük bir çoğunluğu SAFE kredilerini; kendi stoklarını güçlendirmek, savunma üretimini arttırmak ve yeniden silahlanmak için değil, Ukrayna'ya daha fazla askerî destek göndermek için kullanmayı düşünüyor.

AB'den 2030 Savunma Planı: ReArm Europe

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB'nin savunma kapasitesini güçlendirmek amacıyla "Avrupa Savunması İçin Beyaz Sayfa (White Paper for European Defence)  - 2030 Hazırlık Planı" ve "ReArm Europe" adlı stratejiyi 19 Mart 2025 tarihinde tanıtıyor. Plan kapsamında, üye devletlerin savunma projelerine finansman sağlamak üzere 800 milyar avro değerinde bir savunma yatırım fonu oluşturuluyor. Ayrıca, Avrupa Güvenlik Eylemi (SAFE) mekanizmasıyla ortak askerî tedarik için 150 milyar avro fon ayrılması planlanıyor.

"ReArm Europe” önerisi, mevcut AB çabalarını şu şekilde tamamlaması öngörülüyor: Ulusal savunma bütçelerinin artırılması, AB uyumu ve bölgesel fonlar aracılığıyla savunmaya yönelik yatırımların kolaylaştırılması, Avrupa Yatırım Bankası'nın desteğinden yararlanarak stratejik savunma girişimlerini desteklemek için özel sermayenin harekete geçirilmesi.


SAFE ve Türkiye

Türkiye'nin jeopolitiği, askerî yeteneği ve savunma sanayiindeki kapasitesi ve becerisi, NATO üyesi olması, Avrupa'nın en güçlü ordusuna sahip olması ve SAFE doğrultusunda Avrupa’nın yeniden silahlanacak olması ve 800 milyarlık Euroluk pasta Türkiye ile SAFE’yi yan yana getiriyor.


Ancak SAFE ile Türkiye’yi yan yana getirmeden önce çok iyi bir şekilde hesap edilmesi gerekiyor.

Öncelikle SAFE’nin amacının; Avrupa’yı silahlandırırken, Avrupa silah sanayiinin gelişmesini de sağlamak olduğunun unutulmaması gerekiyor.  

Önce iştah kabartan, 150 milyar Euro sonra da 800 milyar Euro SAFE kredilerinin koşullarını bir kez daha hatırlamamız gerekiyor:

SAFE kredi maliyeti

Anlattığım gibi SAFE kredilerinden faydalanmak isteyen ülkeler sahip oldukları uluslararası derecelendirme kuruluşlarının verdiği karneye (kredi notu)’na göre faydalanmaları bekleniyor. Buna göre: Danimarka, Almanya, Lüksemburg, Hollanda ve İsveç’in kredi notu AAA derecesine; Bulgaristan, Yunanistan, Macaristan ve İtalya’nın kredi notu ise A'dan düşük bulunuyor. Türkiye bu kredilerden faydalanmak istediğinde Türkiye’nin kredi notu düşük olduğu için hem önceliğini kaybediyor hem de daha maliyetli bir kredi almak zorunda kalıyor.

SAFE kredisi ile silah alınacak ülke

SAFE Tüzüğüne göre AB'ye aday ülkeler ve İngiltere gibi AB ile anlaşma imzalayan ülkeler de ortak tedariklere katılabilme imkânına sahip oluyor ancak imal edilecek bir savunma ürününün bileşenlerinin toplam değerinin yüzde 65'ini "Avrupa içinden" (AB ülkeleri, Ukrayna, Norveç, Lihtenştayn ve İzlanda) gelmek zorunda oluyor. Kalan yüzde 35'i ise Türkiye ve İngiltere'nin de aralarında olduğu kategoriden gelebilme imkânı bulunuyor.

Yani kısaca SAFE kredisi kullanan ülke bir savunma ürününün bileşenlerinin toplam değerinin yüzde 65'ini "Avrupa içinden" (AB ülkeleri, Ukrayna, Norveç, Lihtenştayn ve İzlanda) almak zorunda bulunuyor. Savunma ürününün bileşenlerinin kalan yüzde 35'ini ise Türkiye ve İngiltere'nin de aralarında olduğu kategoriden almak zorunda kalıyor.  

Ayrıca bu krediler için üye ülkelerden, en az iki katılımcı ülkeyi kapsayan ortak satın alımların hayata geçirmesi bekleniyor.

Sonuç

Türkiye’de hem iktidar hem de ana muhalefet partisi CHP, Türkiye’nin SAFE’ye katılımını istiyor. Yunanistan hariç başta Almanya olmak üzere AB ülkeleri ve İngiltere de Türkiye’nin SAFE’ye katılımını istiyor.  

Ancak Türkiye’nin SAFE’ye katılmasıyla; Avrupa ülkelerinin koşa koşa Türk savunma sanayi ürünü alacaklarına veya Avrupa’nın Türk savunma sanayi ürünleri için bir pazar olacağına safça inanmamak gerekiyor. Yukarıda anlattığım gibi SAFE’nin asıl amacının; ABD'den ve NATO'dan bağımsız olarak Avrupa’nın savunma sanayiini geliştirmek olduğunun unutulmaması gerekiyor. SAFE tüzüğü açık açık bunu söylüyor. Bu nedenle SAFE tüzüğünün çok iyi incelenmesi gerekiyor. 

Türkiye deniz ve kara harp silah ve araçlarının, muhabere araçlarının ve İHA ve SİHA üretiminde Avrupa'dan çok iyi bir durumda bulunuyor. Daha yenilerde, 28 Ekim 2025 tarihinde İspanya hükumeti Türkiye'den tutarı 3 milyar 120 milyon avro olan 45 adet eğitim ve hafif taarruz uçağı HÜRJET alım sözleşmesini onaylıyor. Türkiye'den bir firma İtalya'dan bir uçak fabrikası satın alıyor.

Nasıl ki Türkiye, NATO’ya girişi ile beraber kendi milli savunma sanayi fabrikaları birer birer kapanmışsa, şimdi de Türkiye’nin SAFE’ye katılımı ile Avrupa savunma sanayiinin bir pazarı olarak bin bir güçlükle oluşturduğu savunma sanayi yeteneğinin kaybedilmesi tehlikesi bulunuyor.

Daha önce, Türkiye’ye Eurofighter savaş uçağı satma konusunda çekinceleri bulunan Almanya ve Birleşik Krallığın çekincelerini kaldırmaları ve 27 Ekim 2025 tarihinde Britanya Başbakanı Keir Starmer'ın, iki gün sonra da 29 Ekim 2025 tarihinde de Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in Türkiye ziyaretinin ağırlıklı olarak Türkiye’nin SAFE’ye katılımı olduğu, Eurofighter Typhoon’un da bu maksatla bir yem olarak kullanıldığı değerlendiriliyor

Türkiye'nin, AB’ye tam üye olmadan SAFE’ye katılmaması gerekiyor.

Arz ederim.

Osman AYDOĞAN

 


Yorumlar - Yorum Yaz