2025 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) cumhurbaşkanlığı seçimi
18 Ekim 2025
KKTC'nde 2025-2030 yılları arasında görev yapacak cumhurbaşkanını belirlemek amacıyla yarın, 19 Ekim 2025 tarihinde cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor. Bu seçim çok çok önemli bir seçim olmasına rağmen ne yazık ki Türkiye’de pek gündeme gelmiyor. Türkiye’de çoğu kişinin yarın KKTC’de bir cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunun haberi bile bulunmuyor. Türk siyaseti hep içe dönük ve kayıkçı kavgasıyla uğraştığı için KKTC’de ne olup bittiğini görmüyor.
KKTC'nde cumhurbaşkanlığı seçimi beş yılda bir yapılıyor. KKTC'de seçime katılan bir adayın cumhurbaşkanı seçilebilmesi için kullanılan geçerli oyların salt çoğunluğunu alması gerekiyor. Adaylardan hiçbiri salt çoğunluğu sağlayamazsa, seçim yedi gün sonra en çok oy alan iki aday arasında yenileniyor ve en çok oy alan aday yeni cumhurbaşkanı olarak seçiliyor.
Cumhurbaşkanı adayları
KKTC’nde yarın yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri için sekiz aday yarışıyor. Ancak Eski Ulusal Birlik Partisi (UBP) lideri ve mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve ana muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Tufan Erhürman en iddialı iki aday konumunda bulunuyor.
Bu iki adayın konumuna kısaca bir göz atmamız gerekiyor.
Ersin Tatar
Ersin Tatar, 2025 KKTC Cumhurbaşkanlığı seçiminde bağımsız aday olarak yarışıyor. 2 Haziran 2025 tarihinde, Ulusal Birlik Partisi Demokrat Parti ve Yeniden Doğuş Partisi, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın ikinci dönem adaylığını desteklemek amacıyla "Sağduyu Mutabakatı" adı altında bir birlik oluşturuyor.
"Sağduyu Mutabakatı" yaptığı açıklamada; Rum tarafının uzlaşmaz tutumu karşısında Kıbrıs Türklerinin kendi egemenliklerine sahip çıkmasının önemi vurgulanıyor ve Ersin Tatar'ın iki devletli çözüm politikasının halkın iradesini yansıttığı belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Tatar ise yaptığı konuşmada KKTC'yi uluslararası alanda tanıtma konusundaki kararlılığını ve milli birlik anlayışının güçlendirilmesinin gerekliliğini dile getiriyor.
Ersin Tatar, kampanyasını, "Sağduyu Mutabakatı" çerçevesinde şekillendiriyor. Ersin Tatar, Türkiye ile güçlü ilişkileri ve iki devletli çözüm modelini vurguluyor. Ersin Tatar, Kıbrıs Cumhuriyeti ile federasyon temelli müzakerelere karşı çıkıyor ve Kıbrıs Türklerinin egemen ve eşit bir devlete sahip olduğu "iki devletli model" çözümünü savunuyor. Tatar, 3D adını verdiği "doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve doğrudan temas" talepleri karşılanmadığı müddetçe Kıbrıs Cumhuriyeti ile masaya oturmayacağını söylüyor.
KKTC Cumhuriyet Meclisi 14 Ekim 2025 tarihinde "Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm" adı verilen bir karar önerisini kabul ediyor.
Tufan Erhürman
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Meclisi, 6 Nisan 2025'te oy birliğiyle Genel Başkan Tufan Erhürman'ın cumhurbaşkanı adayı olmasını kararlaştırıyor. Daha sonra bu karar, CTP'nin kurultayında da onaylanıyor. Tufan Erhürman, sadece parti içi destek değil, bağımsız milletvekillerinden de desteğini alıyor. Tufan Erhürman, seçim konuşmalarında halkın bütünlüğünü temsil edecek bir cumhurbaşkanlığı anlayışı vurgusu yapıyor.
Toplumcu Demokrasi Partisi'nin potansiyel adaylarının en güçlüsü olan Mehmet Harmancı, partisinin seçimlerde aday çıkarmayarak CTP adayı Tufan Erhürman'ı desteklemesi gerektiği çağrısını yapıyor.
Tufan Erhürman, "Solda Birlik" formülüyle desteklenen bir kampanya yürütüyor. Tufan Erhürman, konuşmalarında Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini masaya taşıyacağını ve KKTC kurumlarıyla halkın yeniden gurur duymasını sağlayacağını vurguluyor. Halkın mutsuzluğuna dikkat çekerek, toplumsal destekle geniş bir kitleyi bir araya getirmeyi hedefliyor.
CTP lideri Tufan Erhürman, seçilmesi durumunda Kıbrıs Cumhuriyeti ile sonuncusu 2017 yılında yapılan resmi müzakerelere yeniden başlayacağını söylüyor. Tufan Erhürman, iki devletli çözümün Kıbrıs Türklerinin ekonomik ve siyasi izolasyonunu sonlandırmak için gerçekçi bir yaklaşım olmadığını savunuyor.
Diğer adaylar
Kıbrıs Sosyalist Partisi Merkez Komitesi tarafından yapılan yazılı açıklamada, seçimlere kendi adayıyla katılacağını ve partinin Merkez Komite Üyesi Osman Zorba’nın cumhurbaşkanı adayı olduğunu duyuruyor.
Bağımsız adaylar olarak da Mehmet Hasgüler, Arif Salih Kırdağ, İbrahim Yazıcı, Ahmet Boran ve Hüseyin Gürlek seçime katılıyor.
Türkiye’nin tutumu
Adayların belirlenmesinden bu yana mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı desteklemek amacıyla eski İçişleri bakanı Süleyman Soylu, eski Savunma Bakanı Hulusi Akar, Büyük Birlik Partisi (BBP) lideri Mustafa Destici, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ve eski futbolcu Mesut Özil gibi isimler KKTC’ne gidiyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ne oylanıyor?
Çok kısa bir özet vermemiz gerekirse; KKTC’inde yarın, görünürde 19 Ekim 2025 tarihinde yapılacak cumhurbaşkanı seçiminde Kıbrıs Türkleri arasında ‘’iki devletli çözüm’’ (Ersin Tatar) ve ‘’federasyon’’ (Tufan Erhürman) modeli onaylanıyor.
Ancak gerçek oylama çok daha farklı bir alanda yapılıyor. KKTC’nde yarın, 19 Ekim 2025 tarihinde yapılacak cumhurbaşkanı seçiminde; Filistin için yapılan sözde ABD - Trump Barışı, Suriye’deki SDG’nin tanınması ve Türkiye’deki TBMM’inda, TBMM İçtüzüğü dışı çalışan Komisyon onaylanıyor.
Anketler
Ancak anketler Türkiye’nin beklentisinin aksini gösteriyor. 08-12 Ekim 2025 tarihleri arasında SER-AR anket şirketinin yaptığı anketlerde CTP adayı Tufan Erhürman, %4 oranında "Sağduyu Mutabakatı" adayı Ersin Tatar’ın önünde bulunuyor. Bu anketlere göre Ersin TATAR; %46,90, Tufan Erhürman %51.30 oy aldığı gözüküyor.
Seçim sonucu tahmini
Anketlerin de gösterdiği gibi KKTC’nde yarın yapılacak seçimde, CTP adayı Tufan Erhürman’ın ipi göğüsleyeceği değerlendiriliyor.
Türkiye Cumhuriyeti hükumetlerinin KKTC’ye karşı hataları
Bu sonuç ise aslında Türkiye’nin teee 1974’den beri yaptığı yanlış politikalarının bir sonucu oluyor. 1974’den beri Türkiye, gerçek anlamda KKTC’yi desteklemiyor.
Türkiye Cumhuriyeti hükumetleri; KKTC’nin ekonomik ve siyasal olarak kendi ayağı üzerinde durmasını değil, KKTC’nin ihtiyacı olan parayı karşılıyor. Hatta Türkiye Cumhuriyeti hükûmetleri bu paranın nereye harcandığını da kontrol etmiyor. KKTC’de en azından tarım ve turizmin gelişmesi sağlanamıyor. Asil Nadir’in batmasına göz yumuluyor. İzolasyonlar nedeniyle ekonomisi tamamen Türkiye’ye bağlı olan KKTC’de, yüksek enflasyon ve bunun sonucu olan ekonomik çöküntü de halkı perişan ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti hükumetleri; KKTC’nin tanımasına hiçbir şekilde ciddi çaba harcamıyor. Hala KKTC’ni Türkiye dışında kimse tanımıyor. Daha yeni 31 Mart 2025 tarihinde Türk Devletleri Teşkilatı üyesi Özbekistan, Kazakistan ve son olarak da Türkmenistan KKTC’yi tanımazken, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne büyükelçi atıyor. Bu gelişmeyi Türkiye Cumhuriyeti hükumeti eli böğründe seyrediyor.
Türkiye Cumhuriyeti hükumetleri; Türkiye’deki ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel bütün çürümeyi olduğu gibi KKTC’ne aktarıyor. Uyuşturucu, kumar mafyaları, servetinin kaynağı belirsiz yeni türeme yerli ve yabancı zenginler ve tıpkı Türkiye’de olduğu gibi belli bir din anlayışının Kıbrıs Türk toplumuna empoze edilmeye çalışılması, huzursuzluklara neden oluyor. Halihazırda KKTC’nde siyaset, ekonomi, eğitim, şeffaflık ve hesap verebilirlik, devlet kurumlarının kalitesi gibi konular üçüncü dünya devletlerini anımsatıyor.
Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti hükûmetleri Türkiye’nin geleneksel dış politikasını terk ederek Annan Planı’nı destekliyor, KKTC’nin asırlık çınarı Rauf Denktaş’ı devre dışı bırakıyor.
KKTC’nde iktidardaki koalisyonun da kendi politikasını değil, Ankara’dan gelen talimatlar doğrultusunda hareket etmesi neticesinde halktan kopuyor.
Sonuç
Buraya sonuç olarak bir cümle yazmak gerekiyor: Türkiye Cumhuriyeti hükûmetlerinin KKTC konusunda bu hatalarının faturasının yarınki seçimde önüne konacağı değerlendiriliyor. Belki de bu nedenle KKTC’ndeki bu seçimler Türkiye’de hiç gündeme getirilmiyor.
Türkiye’nin artık KKTC konusundaki hataları için şapkasını önüne koyup çok ciddi bir şekilde düşünmesi, çok ciddi bir özeleştiri yapması gerekiyor.
Osman AYDOĞAN