Akkuyu NGS ve OYAK
04 Eylül 2025
Bu yazım, benim bu konuda yazdığım ikinci yazım oluyor. İlk yazım 08 Ağustos 2015 tarihli, daha geniş kapsamda bir yazımdı. Bu yazımda, yeni bilgiler ilk yazımda yer alan bilgilerle beraber yeniden sunuluyor.
Şu sitemimi çoğu yazımda kullanıyorum: ‘’Hamasetten bilgi seviyesine gelemiyoruz. Rasyonel, metodik ve analitik düşünemiyoruz. Nesneler, fiiller, failler ve olaylar arasındaki ilişkiyi kuramıyoruz. Kavramları, olguları ve kavramlar ve olgular arasındaki ilişkileri anlayamıyoruz. Sokrat'ın sözü idi ‘şüphe aklın yarısıdır’ Eğitim almış insan; şüphe etmeli, soru sormalı, eleştirmeli, analiz etmeli, sorgulamalıdır. Ama biz bunları yapmıyoruz. Hiçbir şey göründüğü gibi olmuyor. İlk bakışta size taban tabana zıt gelen seçenekler arasında, hayal bile edemediğiniz bağlar ve ilişkiler olabiliyor.’’
Bu sitemim doğrultusunda Akkuyu Nükleer Güç Santralı ve son gelişmeler hakkında bazı bilgileri vermek istiyorum. Önce Akkuyu Nükleer Güç Santralı (NGS)’nı tekrar kısaca anlatmak istiyorum. Akkuyu NGS hakkında ayrıntılı bilgi ilk yazımda bulunuyor. Bu nedenle bu kısmı kısaca geçmem gerekiyor.
Yazımın ‘’yorum’’ bölümüne kadar olan kısmında tamamen açık kaynaklarda yer alan bilgilerin objektif bir sunumu yer alıyor. Yorum bölümünde ise bu somut bilgiler ışığında tecrübelerimden kaynaklanan sadece kişisel bir değerlendirme, bir tahmin, bir öngörü, bir sezgi, bir ihtimal, bir şüphe yer alıyor. Napayım ben Sokrat’a inanıyorum: ‘’Şüphe aklın yarısıdır’’
Akkuyu Nükleer Güç Santralı
Türkiye ve Rusya arasında Mayıs 2010 tarihinde imzalanan bir anlaşma kapsamında Mersin'in Gülnar ilçesine bağlı Akkuyu bölgesinde dört üniteli (reaktörlü) bir Nükleer Güç Santralı yapımı planlanıyor.
2010-2017 yılları arasında, Akkuyu NGS’nın inşası için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'ndan (EPDK) tarafından gerekli izinler veriliyor.
Planlanan bu nükleer santralın inşaatına 2017 yılında başlanıyor. Santralda dört ünitenin faaliyette bulunması planlanıyor. Santralin ilk ünitesinin temeli Nisan 2018 tarihinde, ikinci ünitesinin temeli Nisan 2020 tarihinde, üçüncü ünitesinin temeli Mart 2021 tarihinde ve son olarak dördüncü ünitenin temeli de Temmuz 2022 tarihinde atılıyor.
Santralin ilk ünitesinin 2021 yılında, diğer üç ünitenin de birer yıl arayla 2026 yılı sonunda kadar işletmeye alınması planlanıyor.
Ancak santralin ilk ünitesinin 2021 yılında, diğer üç ünitenin de birer yıl arayla 2026 yılı sonunda kadar işletmeye alınması planlanmasına rağmen şimdiye kadar santralın hiçbir ünitesi işletmeye alınamıyor.
Akkuyu Nükleer Güç Santralı anlaşması hükümleri
Bu anlaşmanın hükümlerine göre bu proje, daha önce yapılan, ''pahalı yap, istediğince sömür, devret'' modeli anlaşmaları gibi yapılmıyor. Anlaşmaya göre ileriki bir tarihte santralın işletiminin Türkiye'ye devri hiçbir şekilde öngörülmüyor. Bu projenin anlaşmasına göre santralın mülkiyeti ve işletimi tamamen ve sonsuza kadar Rusya’ya ait oluyor. Anlaşmaya göre de sadece 15 yıl boyunca dolar bazında alım garantisi veriliyor, ondan sonra piyasa şartlarına göre alım yapılması öngörülüyor. Ayrıca bu projeyle ülkemize herhangi bir teknoloji transferi de öngörülmüyor. Yani İran gibi kendimizin uranyum zenginleştirme teknolojimiz olmuyor.
Akkuyu NGS Sözleşmesinde Türkiye santralden 15 yıl boyunca 12.35 sent/kWh (vergiler hariç) tarifesiyle satın alma garantisi veriyor. Bu rakam kamuya ait EÜAŞ santrallerinde üretilen elektrik fiyatının çok üzerinde bulunuyor. Ayrıca bu rakam dünya ortalamasının da 2-3 kat üzerinde bulunuyor.
Akkuyu Nükleer Santralı’nı yapım işi de Çernobil’deki nükleer santrali inşa eden Rusya'nın nükleer enerji kuruluşu Rosatom firmasına veriliyor. Akkuyu NGS için Rosatom bünyesinde ‘’Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi’’ kuruluyor. Bu şirketinde de ana hissedarı %99,2 hisse ile Rosatom oluyor.
Bu anlaşmanın beşinci maddesinin dördüncü fıkrasında şu hüküm yer alıyor: ‘’Rus Yetkili Kuruluşları'nın Proje Şirketi'ndeki toplam payları, hiçbir zaman yüzde 51’den az olamaz.’’
Bu anlaşmanın 15. maddesinin altıncı fıkrasına göre santralin inşası tamamlandığında Türkiye'ye transfer edilmiyor ve santral tamamen Rosatom'un kontrolünde kalıyor.
Bu anlaşmanın 16. maddesi ise ciddi bir kaza durumunda üçüncü taraflara karşı Türkiye sorumlu tutuyor. Bu maddeye göre santralde ciddi bir kaza meydana geldiğinde, bundan etkilenecek olan tüm Akdeniz ülkelerinin göreceği maddi zararı Türkiye’nin karşılaması gerekiyor.
Bu anlaşmaya göre; Projenin başarısız olma ihtimaline karşı Türkiye'nin istediği ve seçtiği bir başka şirket ile Projeye devam etme imkânı bulunmuyor. Proje başarısız olduğunda; Rus şirketi kendi halefini belirleyecek, Türkiye ise Rusya'nın belirlediği bu şirkete gerekli izinleri vermek zorunda olacaktır.
Türkiye’nin nükleer yakıtı bulunmuyor, bu projede Türkiye’ye uranyum zenginleştirme teknolojisi de verilmiyor. Nükleer yakıt konusunda Türkiye tamamen Rusya’ya bağımlı hale getiriliyor. Doğalgazdan sonra nükleer yakıt konusunda Rusya’ya bağımlılık ayrıca ulusal bir güvenlik sorunu haline geliyor.
Ayrıca sözleşmede radyasyon içeren nükleer atıkların Ruslar tarafından bertaraf edileceği hükmü de bulunmuyor. Rusların, sözleşmede yer almayan bu radyasyon içeren nükleer atıkları Akdeniz’e dökme, Toroslara gömme veya ortada bırakma ihtimali bulunuyor.
Anlaşmaya göre tesis de bir Rus tesisi oluyor. Tesis bittiğinde santralin bir işletme süresinden sonra Türkiye’ye devri de öngörülmüyor. Bu projenin anlaşmasına göre santralın mülkiyeti ve işletimi tamamen ve sonsuza kadar Rusya’ya ait oluyor. Bu durumda Türkiye, Rusya’ya Akdeniz kıyısında Tartus’tan sonra süresiz bir şekilde ikinci bir deniz üssünü vermiş oluyor.
Ayrıca, Akkuyu Nükleer Güç Santralı’nın devreye girmesiyle bu nükleer santralin, Akdeniz’de seyreden Ulyanovsk sınıfı nükleer enerjili Rus uçak gemileri ve Typhoon sınıfı Rus nükleer denizaltılarının enerji dolum üssü olması mı öngörülüyor?
Akkuyu NGS’nın inşası
Akkuyu NGS’ında iki ayaklı bir iş yapılıyor. Bu iki ayak genellikle birbirine karıştırılıyor. Bu iki ayak; NGS’nın inşaat ve nükleer santralin işletilmesinden oluşuyor. Yukarıda anlattığım gibi NGS’nın işletilmesi tamamen Rusların kontrolünde oluyor. Ancak işletme için de önce inşaatın bitmesi gerekiyor. NGS’nın inşası için de Rusya taşaron olarak Türk inşaat şirketlerini kullanıyor.
Akkuyu NGS inşası gecikiyor
Yazımın girişimde de bahsettiğim gibi santralin ilk ünitesinin 2021 yılında, diğer üç ünitenin de birer yıl arayla 2026 yılı sonunda kadar işletmeye alınması planlanmasına rağmen şimdiye kadar santralın hiçbir ünitesi işletmeye alınamıyor.
2024 yılı Kasım ayında Akkuyu Nükleer AŞ, bu gecikme için yaptığı açıklamada, şirketin Siemens Energy ile santralde üretilecek elektriğin iletiminde kullanılacak 400 kilowatt gerilime sahip bir "entegre gaz yalıtımlı şalt tesisi" kurmak için anlaştığını, ancak Alman şirketin Temmuz 2023'te taahhüt ettiği teslimatların yaklaşık yüzde 40'ını yaptığını, aradan geçen sürede kalan yaklaşık yüzde 60'lık teslimatın Almanya'dan ihracat izni alınamadığı için yapılmadığını ifade ediyor. Şirketin açıklamasında, teslimatın tamamlanması için Siemens Energy ile anlaşılan Ocak 2024 teslim tarihinin geçmesi ve bir sonuç elde edilememesi üzerine aynı ay Çin'den alternatif bir tedarikçi ile sözleşme imzalandığı belirtiliyor.
Ancak bu açıklamalar, planlamada geçen ve ifade edilen santralin ilk ünitesinin 2021 yılında, diğer üç ünitenin de birer yıl arayla 2026 yılı sonunda kadar işletmeye alınması sözlerine yeterince açıklık getirmiyor. Bilinen şu ki aradan dört yıl geçmesine rağmen henüz birinci, ünite hizmete alınamıyor.
Belli ki Akkuyu Nükleer AŞ'nin sahibi olan Rusya'nın nükleer enerji kuruluşu Rosatom firmasının bazı sıkıntıları bulunuyor. Bu sıkıntıların başında ise Ukrayna Savaşı nedeniyle ABD’nin Rusya’ya koyduğu yaptırımlar ve ambargo geliyor. Rosatom şirketi ABD’nin bu yaptırımları nedeniyle öncelikle tedarik zincirinde sorunlar ve finansal sıkıntılar yaşıyor. Bu sıkıntı ve zorlukların ise inşaatı geciktirdiği değerlendiriliyor.
Rusya Akkuyu NGS’nın %49 hissesini satılığa çıkarıyor
Anlaşmada NGS Rus Şirketinin başlangıçta yüzde 100 hisse payına sahip olacağı Rus Şirketlerini toplam paylarının hiçbir zaman yüzde 51’den az olmayacağın daha önce anlatmıştım.
Rus devlet şirketi Rosatom, Akkuyu NGS’nın %49'luk hissenin 2018 yılında satışa çıkarıyor. 2018 yılında Cengiz Holding, Kolin İnşaat ve Kalyon İnşaat bu %49 hisselerin alımı için bir konsorsiyum kursa da bu alım girişimi o zaman başarısızlığa uğruyor.
01 Temmuz 2025 tarihinde Rus devlet nükleer enerji şirketi Rosatom'un Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nden sorumlu yöneticisi Anton Dedusenko, 20 milyar dolara mal olan santraldeki %49'luk hissenin satışı için Türk ve yabancı yatırımcılarla görüştüklerini söylüyor. Ancak hisse alımına, yerli ve yabancı şirketlerin ve finansman sağlamak için de bankaların ABD yaptırımlarına maruz kalma endişesi nedeniyle uzak durdukları değerlendiriliyor. Öyle ya daha yenilerde 27 Temmuz 2025 tarihinde yaptığı anlaşma ile tüm bir AB’ne, 2028 yılına kadar ABD'den 750 milyar dolarlık enerji (sıvılaştırılmış doğal gaz, petrol ve nükleer enerji ürünleri) satın almayı şart koşan ABD’nin, batılı şirketlerin Rus Nükleer Güç Santralına ortaklığına sessiz kalması beklenmiyor.
Bir önceki maddede de anlatıldığı Ukrayna Savaşı nedeniyle ABD’nin Rusya’ya koyduğu yaptırımlar ve ambargo, Akkuyu Nükleer AŞ'nin sahibi olan Rusya'nın nükleer enerji kuruluşu Rosatom firmasının öncelikle tedarik zincirinde sorunlar ve finansal sıkıntılar yaşıyor. Rosatom firmasının da bu sıkıntıları aşmak için şirketin %49'luk hissesini satışa çıkarıyor.
Ancak 20 milyar Dolar olan şirket değerinin %49’unun yaklaşık 10 milyar Dolar olması, yani satış bedelinin büyüklüğü, ABD yaptırımları nedeniyle alabilecek şirketlerin satın almaktan uzak durması, böylesi bir alımı kredilendirecek finansal sistemlerin yine ABD yaptırımları nedeniyle uzak durmaları sebebiyle bu satışın mümkün olmayacağı değerlendiriliyor.
Foreign Policy Research Institute adlı düşünce kuruluşundan Araştırma Direktörü Aaron Stein, Akkuyu ile ilgili son gelişmeleri yorumlarken, Rusya'nın Akkuyu'dan kurtulmaya çalıştığını ancak alıcı bulamadığını söylüyor.
Bu satışın olmaması nedeniyle finansal sıkıntıların aşılamaması, ABD yaptırımları ve ambargosu nedeniyle de tedarik zincirinde yaşanan aksamaları devam edeceği değerlendiriliyor. Bütün bunlar ise ünitelerin devreye alınmasının belirsiz bir tarihe ertelenmesi anlamına geliyor.
Akkuyu NGS’nın AKP açısından önemi
Akkuyu NGS’nın AKP açısından en büyük özelliği AKP’nin prestij yatırımı olduğudur. Bu yatırım AKP ile özdeşleşmiş durumda bulunuyor.
Akkuyu NGS’nın ilk ünitesinin 2021 yılında, diğer üç ünitenin de birer yıl arayla 2026 yılı sonunda kadar işletmeye alınması planlanmasına rağmen henüz ortada işletmeye alınmış bir ünite olmadığı gibi Rusya tarafı da yaşadığı zorluklardan dolayı şirketin %49 hissesini satışa çıkarıyor ancak alıcı bulamıyor.
Akkuyu NGS şimdi burada bırakıp 2025 yılı Temmuz ayı başından beri yaşananlara bir göz atıp mercek altına almamız gerekiyor: OYAK yönetimi görev değişikliği, 2025 yılı Yüksek Askerî Şura (YAŞ) kararları ve OYAK yeni yönetiminin yaptığı son ziyaretler.
OYAK’taki üst düzey görev değişimi
02 Temmuz 2025 tarihinde OYAK Yönetim Kurulu Başkanı, henüz görev süresi dolmamasına rağmen beklenmedik bir şekilde değiştiriliyor. Bu değişiklikten iki hafta sonra da 17 Temmuz 2025 tarihinde OYAK Genel Müdürü değiştirilerek yerine AKP’nin kurucusu olan bir isim atanıyor.
2025 yılı YAŞ kararları
05 Ağustos 2025 tarihinde toplanan YAŞ, Genelkurmay Başkanlığına ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına beklenmedik yeni atamalar yapıyor.
OYAK Genel Kurulunda yer alan isimler
OYAK Genel Kurulunda şu isimler yer alıyor: Yeni değiştirilen Genelkurmay Başkanı, Yeni değiştirilen Kuvvet Komutanları, yeni değiştirilen OYAK Yönetim Kurulu Başkanı ve yeni değiştirilen OYAK Genel Müdürü. Bu dört isim OYAK Genel Kurulu’nun en etkin dört ismi oluyor.
Yeni değiştirilen OYAK Yönetim Kurulu Başkanı ve yeni değiştirilen OYAK Genel Müdürü Sayın Cumhurbaşkanı’nı ziyaret ediyor.
26 Ağustos 2025 tarihinde, OYAK yeni Yönetim Kurulu Başkanı ve OYAK yeni Genel Müdürü Sayın Cumhurbaşkanı’nı ziyaret ediyor. Bu ziyaret için OYAK web sayfasında ziyaret esnasında çekilen fotoğraf ile beraber şu bilgi veriliyor:
‘’Görüşmede, OYAK’ın mevcut faaliyetleri ve geleceğe yönelik stratejik hedefleri ele alınırken, Türkiye ekonomisine, sürdürülebilir büyümeye ve küresel rekabet gücüne katkı sağlayacak çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulunuldu.’’
Yeni değiştirilen OYAK Yönetim Kurulu Başkanı ve yeni değiştirilen OYAK Genel Müdürü Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nı bakanlığında ziyaret ediyor.
28 Ağustos 2025 tarihinde, OYAK yeni Yönetim Kurulu Başkanı ve OYAK yeni Genel Müdürü, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nı bakanlığında ziyaret ediyor. Bu ziyareti Sayın Bakan kendi X hesabında aşağıdaki fotoğrafla beraber şu bilgi ile paylaşıyor:
‘’Ülkemizin geleceği için ortaya koyduğumuz vizyonu, güçlü iş birlikleriyle daha da ileriye taşıyacağız…’’
Ancak, OYAK yeni Yönetim Kurulu Başkanı ve OYAK yeni Genel Müdürü’nün Cumhurbaşkanlığı ziyareti OYAK web sitesinde yer alırken, OYAK yeni Yönetim Kurulu Başkanı ve OYAK yeni Genel Müdürü’nün bu bakanlık ziyaretine OYAK web sitesinde yer verilmiyor.
Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi Olağanüstü Genel Kurulu
Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi olağan genel kurulunu 2025 yılı Haziran ayında yapıyor. T24’ten Çiğdem Toker'in 03 Eylül 2025 tarihindeki yazısına göre, şirket, yeniden Olağanüstü Genel Kurul’a gitme kararı alıyor. Çiğdem Toker, yazısında özetle şöyle diyor:
‘’Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) yapım ve işletim şirketi Akkuyu AŞ, olağan genel kurulunu daha yeni yapmışken, Olağanüstü Genel Kurul’a gitme kararı aldı. Haziran ayında olağan genel kurulunu yapan Şirket, bu defa 15 Eylül’de Olağanüstü Genel Kurul için toplanacak.
Akkuyu AŞ’nin olağanüstü genel kurul kararı, 26 Ağustos 2025 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandı. 15 Eylül’deki toplantı gündeminde, yönetim kurulu üyeliğine atama yapılması maddesi de yer alıyor. Haziran ayındaki genel kurulda da aynı madde vardı. İki buçuk ay arayla yönetim kurulu üyeliğine atama yapılacak olması, özellikle hisse satışı için yatırımcı aradığı haberlerinin çıktığı bir döneme rastlaması nedeniyle önem taşıyor. Bu gelişme yeni ortak ya da ortakların bulunduğu ihtimalini akla getiriyor.’’
Sokrat: ‘’Şüphe aklın yarısıdır.’’
OYAK, Cumhurbaşkanlığına bağlı bir kurum olmuyor, OYAK Yönetim Kurulu Başkanını ve OYAK Genel Müdürünü de Cumhurbaşkanı atamıyor. O halde OYAK yeni Yönetim Kurulu Başkanı ve OYAK yeni Genel Müdürünün Sayın Cumhurbaşkanı’nı ziyareti ne anlama geliyor? Tabii ki doğal olarak bir nezaket ziyareti yapılmış olabilir.
Keza aynı şekilde OYAK ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının bir ilişkisi bulunmuyor. Onca bakanlık varken bugünlerde bu ziyaret dikkati çekiyor. Ancak Ulaştırma ve Altyapı Bakanının geçmişten beri Cumhurbaşkanı ile yakınen beraber çalıştığı ve Türkiye’deki altyapı projelerinin sahibi bir bakan olduğunun bilinmesi gerekiyor.
Akkuyu AŞ’nin 15 Eylül’deki Olağanüstü Genel Kurul toplantı gündeminde, yönetim kurulu üyeliğine atama yapılması maddesi de yer alıyor. O yönetim kuruluna yeni atanacak kişi de Akkuyu AŞ’nin %49’unu alacak şirketin temsilcisi olması bekleniyor.
Bütün bu olan bitenler akla şu şüpheyi doğuruyor:
Acaba Akkuyu NGS’nın 2027 yılına kadar en azından bir ünitesinin devreye alınabilmesi için Rusya’nın satışa çıkardığı %49 hissenin alımı için OYAK mı planlanıyor?
Her ne kadar siyaset sahnesinde erken seçim çağrıları kulaklara geliyorsa da reel politik, 2027 yılından önce bir erken seçim olmayacağını söylüyor.
Dolayısıyla AKP açısından çok önemli olan Akkuyu NGS’nin en erken 2027 yılı ama en geç 2028 yılına kadar sonuç vermesi ve en azından bir ünitesinin devreye alınması gerekiyor.
Günümüzde Batı dünyasındaki ve Türkiye’deki bütün büyük şirketler CEO’larına ‘’ABD radarına girmeyin!’’ (Ruslarla işbirliği yapmayın!) talimatını veriyorlar. Bu nedenle Akkuyu’daki %49 Rus hissesini satın almak için ne yabancı şirketler ne de Türkiye’deki Koç, Sabancı, Zorlu gibi büyük şirketler heveslenmiyor.
OYAK üst yönetiminde yapılan apar topar değişiklikler, OYAK Genel Müdürlüğüne AKP kurucusu bir ismin getirilmesi, YAŞ kararları ile TSK üst yönetiminde beklenilmeyen değişikliklerin yapılması, OYAK yeni yönetiminin yaptığı anlattığım bu son ziyaretler, OYAK’ın, Rusya’nın satışa çıkardığı Akkuyu’daki %49 Rus hissesini satın alması için mi yapılıyor? Çünkü OYAK Genel Kurulunda yeni değiştirilen Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve yeni değiştirilen OYAK Yönetim Kurulu Başkanı ve OYAK Genel Müdürü yer alıyor.
Gerçi bu alım için OYAK’ın gücü yetmiyor. OYAK’ın yanına Katar, Körfez, Arap sermayesi gelse desem ABD korkusundan onlar da gelmiyor. Yine ABD yaptırımları korkusundan yabancı bankalar da kredi vermiyor. Ancak demokrasilerde çare de tükenmiyor: OYAK’ın Akkuyu’daki bu %49 Rus hissesini alabilmesi için OYAK’ın amiral gemisi olan Erdemir’i 3-5 milyar dolara satıp (mesela Tosyalı’ya) geri kalan 3-5 milyar doları da milli bankalarımız tarafından (örneğin Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank) OYAK’a uygun koşullarda kredi olarak vermesi bir çözüm olabiliyor!
Sonuç
OYAK’ın Akkuyu’dan Rus hissesini alması demek OYAK’ın intiharı anlamına geliyor. Rusya Ukrayna’yı işgal ettiği ve Rusya’ya karşı ABD yaptırımları devam ettiği sürece Akkuyu’daki bu %49 Rus hissesini kim alırsa ABD yaptırımlarının hedefi haline geleceğini bilmek için kâhin olmak gerekmiyor. Günümüzde OYAK, 20 ayrı ülkede 134 şirket ile faaliyet gösteriyor. Bu 20 ayrı ülkenin de tamamı ABD etkisi altındaki ülkelerden oluşuyor. Bir zamanlar OYAK, Fransız AXA sigorta şirketiyle ortaklığı vardı ‘’AXA OYAK’’ diye. AXA’nın sözde Ermeni tezlerine destek vermesiyle OYAK bu ortaklıktan çekilmişti. Tersi bir şekilde eğer OYAK, Akkuyu’daki bu %49 Rus hissesini almaya kalkarsa, OYAK’ın faaliyet gösterdiği bu 20 ülkedeki yatırımlarının tamamının riske atılması, OYAK’ın bu ülkelerden bir günde çıkarılması ihtimali bulunuyor. OYAK’ın Akkuyu NGS’na ortak olması ikinci bir S-400 vakası, ikinci bir Altay Tankı faciası ihtimalini çağrıştırıyor. Böylesi bir karar 65 yıllık OYAK’ın bütün birikimlerinin bir anda yok olması riskini taşıyor.
Böylesi bir kararı alacakların OYAK’ın 482 bin üyesini vebali boynunda bulunuyor.
Eğer Akkuyu NGS’nda bir sonuç alınmak isteniyorsa, bunun; OYAK'ı riske atarak değil, hisselerin tamamının Türkiye tarafından satın alınıp Rusya’yı devre dışı bırakmasıyla mümkün olacağı değerlendiriliyor. Rusya’nın Ukrayna’daki işgali devam ettiği sürece, ABD’nin Rusya’ya karşı koyduğu yaptırımlar ve ambargo devam ettiği sürece Akkuyu NGS’nin bitirilme imkân ve ihtimali bulunmuyor.
''Eğitim almış insan; şüphe etmeli, soru sormalı, eleştirmeli, analiz etmeli, sorgulamalı, nesneler, fiiller, failler ve olaylar arasında ilişkiyi kurmalıdır'' diye yazı girişimde bahsetmiştim ya. İşte ben de bu yazımda onu yapıyorum.
Arz ederim.
Osman AYDOĞAN