• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam260
Toplam Ziyaret3181586

Koca koca şirketler neden vergi vermiyor?


Koca koca şirketler neden vergi vermiyor?


31 Temmuz 2024

Son günlerde basında, anlı şanlı, koca koca şirketlerin son üç beş yıldan beri vergi vermedikleri haberleri yer alıyor. Ve bu şirketlerin neden vergi vermedikleri tartışılıyor. Yine konuya yanlış yerden bakılıyor. Çünkü bizler, toplum olarak ‘’sebep’’e değil hep ‘’sonuç’’a odaklanıyoruz.

O zaman gelin ‘’sebep’’e odaklanalım. Sizleri 2004 yılında AKP hükumetince yapılan bazı yasal düzenlemelere götüreyim. Ancak önce bir kavramı açıklamam gerekiyor.

Gıda bankacılığı

Gıda Bankacılığı, gıda, giysi, temizlik ve hijyen ürünlerini bağış olarak toplayan, ayrıştıran, depolayan ve ihtiyaç sahiplerine dağıtan bir sivil toplum modeli olarak tanımlanıyor. Kurumlar ve kişiler gıda, giysi ve temizlik ürünlerini gıda bankasına veriyor, ihtiyacı olanlar da bu ürünleri gıda bankasından alıyor.

‘’Gıda Bankacılığı’’ kavramı ABD’nden kaynaklanıyor.  

ABD’de gıda bankacılığı

Gıda Bankacılığı kavramı ilk olarak 1967 yılında ABD’nin Phoenix kentinde yaşayan emekli iş adamı John Van Hengel’in fakirlere yardım etmek isteğiyle başlıyor. Fakirlere yemek dağıtan yerel bir mutfakta gönüllü̈ olarak çalışırken, son tüketim tarihi yaklaştığı veya ambalajı hasarlı olduğu için kullanabilir durumdayken atılan, imha edilen tonlarca ürün olduğunu fark ediyor. Çalıştığı yere bağış olarak gelen yiyecekleri stoklamaya başlıyor ve dağıtılan yemek miktarından daha fazla yemek bağışlandığı için de bunları saklayabilecek bir depo kiralıyor. Çevresindeki marketleri ve üreticileri ikna ederek, bu tür ürünleri deposuna vermelerini sağlıyor ve bu şekilde ilk gıda bankasını kuruyor. Daha sonra bu model yıllar içerisinde tüm dünyada uygulanır hale geliyor.

Gıda bankacılığı bir toplumdaki ya da ülkedeki yoksulluğun çözümü̈ değil ancak büyük bir desteği haline geliyor.

Türkiye’de gıda bankacılığı

İşte bu model AKP hükümeti tarafından Türkiye’ye uyarlanıyor. Ancak ABD’nde olduğu şekliyle değil de tam olarak AKP yandaşı dernek ve vakıfların lehine olacak şekilde uyarlanıyor. ABD gıda bankacılığında, gıda bankasına bağış yapan şirketlerde herhangi bir vergi indirimi söz konusu değilken bizde ucube bir şekilde devreye vergi indirimi giriyor. Bu şekilde de hazineye verilmesi gereken vergiler AKP yandaşı dernek ve vakıfların kasalarına aktarılıyor.

Bizdeki ucube ‘’Gıda Bankacılığı’’ uygulamasını anlatabilmem için önce girişte bahsettiğim bu konuda çıkarılan yasal mevzuatı anlatmam gerekiyor.

Türkiye’de Gıda Bankacılığı ve yasal mevzuat

Gıda Bankacılığı, AKP hükumetince çıkarılan 27.05.2004 tarihli “Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun” içinde aşağıdaki gibi tanımlanıyor:

“Bağışlanan veya üretim fazlası, sağlığa uygun her türlü gıdayı tedarik eden, uygun şartlarda depolayan ve bu ürünleri doğrudan veya değişik yardım kuruluşları vasıtasıyla fakirlere ve doğal afetlerden etkilenenlere ulaştıran ve kâr amacı gütmeyen dernek ve vakıfların oluşturduğu organizasyon."

Yine AKP hükumetince çıkarılan 02.01.2004 tarihli, 25334 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5035 Sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile Gelir Vergisi Kanununun (GVK) 40 ve 89 no’lu maddelerinde ve 3065 sayılı KDV Kanununun (KDVK) 17 no’lu maddesinde yapılan değişikliklerle gıda bankacılığı faaliyetlerini destekleyecek vergi düzenlemeleri yapılıyor:

GVK 40. Madde: “Ticari Kazancın Tespitinde İndirilecek Giderler” başlıklı maddesine, “gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara, Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde, bağışlanan gıda maddelerinin maliyet bedelinin, matrahın tespitinde gider olarak kaydedileceği” hükmü ekleniyor.

GVK 89. Madde: Mükelleflerin yıllık beyanname ile bildirecekleri gelirlerden yapabilecekleri indirimleri listeleyen bu maddeye, “fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara, Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde, bağışlanan gıda maddelerinin maliyet bedelinin tamamı, yıllık beyanname ile bildirilen gelirden indirilir” hükmü ekleniyor.

KDVK 17. Madde: “Sosyal ve Askerî Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” başlıklı maddeye gıda bankacılığı ile ilgili olarak, “fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda maddelerinin teslimi KDV’den müstesnadır” hükmü ekleniyor.

AKP hükumeti Maliye Bakanlığınca çıkarılan 251 No’lu Gelir Vergisi Tebliği (RG No: 25409, 21.03.2004): Bu tebliğ ile 5035 sayılı kanuna atıfta bulunularak, gıda bankacılığı kapsamında yapılacak bağışlara ilişkin usul ve esaslar düzenleniyor. Tebliğe göre, bağışın tüzüğünde veya senedinde ihtiyaç sahiplerine gıda yardımı yapacağı hükmü bulunan bir derneğe veya vakfa yapılması gerekiyor. Tebliğde ayrıca, bağışa konu mallar, bağışın niteliği, bağışı yapanların ve alanların düzenlemesi gereken evraklar, kayıt düzeni ve beyannamelerde gösterim gibi konular da belirtiliyor.

Yine AKP hükumetince çıkarılan 31.12.2004 tarihli, 25607 3. Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Vergi Kanunlarının Yeni Türk Lirası’na Uyumu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile gıda bankacılığının kapsamı genişletiliyor ve giyecek, temizlik, yakacak bağışlarının da maliyet bedeli üzerinden gider kaydedilebileceği hükmü konuyor.

Bütün bu yasal düzenlemeler ne getiriyor?

Konu yasal mevzuat içerisinde bir yığın laf salatasıyla kaybolup gidiyor. Ancak en basit açıklamayla; mevzuatında ‘’gıda bankacılığı’’ ifadesi bulunun dernek ve vakıflara yapılan yardımın veya bağışın tamamı vergi matrahından değil de doğrudan doğruya vergiden düşüyor. Yani hazineye gidecek vergiler, bu dernek ve vakıflara doğrudan aktarılmış oluyor. 

Gıda bankacılığını hangi dernek ve vakıflar yapıyor?

Gıda maddesi bağışının, tüzük veya senedinde ihtiyacı bulunanlara gıda yardımı yapılabilmesine ilişkin hükümlerin bulunduğu dernek veya vakfa yapılması gerekiyor. Bununla beraber dernek veya vakfın başka alanlarda faaliyet gösteriyor olmasının bir önemi bulunmuyorBir dernek veya vakfın senedine gıda yardımı yapılabilmesine ilişkin hükümleri eklemek de çok ama çok basit oluyor.

Tabii ki tüzük ve senedinde gıda yardımı yapabilmesine ilişkin hüküm bulunan bütün dernek ve vakıfların siyasal iktidara yakın dernek ve vakıflar olduğunu söylemeye ayrıca lüzum bulunmuyor. Yine tabii ki siyasi iktidara yakın çoğu şirketlerin de kendilerine bağlı gıda bankacılığı yapan dernek ve vakıfları bulunuyor. Gıda bankacılığı yapan dernek ve vakıfları bulunmayan şirketlerin ise kendilerine yakın gördükleri gıda bankacılığı yapan dernek ve vakıflar bulunuyor.


Gıda bankacılığı kapsamında yer alan yardım mazlemeleri

Gıda bankacılığı sisteminde, ekonomik açıdan durumu iyi olmayan vatandaşlar ile ellerinde çeşitli nedenlerle piyasaya sürülemeyen veya pazarlanması verimli olmayan ihtiyaç fazlası gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddeleri ‘’Gıda Bankacılığı’’ kapsamında yer alıyor

Gıda bankasına bağış için düzenlenecek belgeler

Bağışı yapanların mutlaka bağış yapılan dernek veya vakıf adına fatura düzenlemesi ve faturaya “ ihtiyaç sahiplerine yardım şartı ile bağışlandığından KDV hesaplanmamıştır” ibaresini düşmeleri gerekiyor. Ayrıca bağış yapılan derneğin ve vakfında kendi mevzuatlarında öngörülen belgeyi düzenleyip bağış yapanlara vermesi gerekiyor.

Gıda bankasına yardım/bağış için bir sınır bulunmuyor

Gıda bankasına yardım/bağış için bir sınır bulunmuyor. Şirketler isterlerse bütün gelirlerini gıda bankacılığı yapan dernek veya vakıflara bağışlayabiliyor.

Devlet hazinesine gitmesi gereken vergiler, siyasi iktidara yakın dernek ve vakıfların kasasına oluk oluk nasıl akıtılıyor?


Görüldüğü gibi 02.01.2004 ve 31.12.2004 tarihleri arasında AKP hükumetince vergi usul yasasında yaptığı değişikliklerle fakirlere yardım amaçlı olarak bazı dernek ve vakıfların bünyesinde gıda bankacılığı yapabilmeleri, gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara yapılan gıda bağışlarının da maliyet değeri üzerinden, vergi matrahı tespitinde gider olarak indirilebileceğini öngörüyor.

Daha basit anlatımla; gıda bankası olarak faaliyet gösteren vakıf ve derneklere yapılan yardımların fatura bedelleri, şirketin vermesi gereken vergilerden %100’ü düşürülüyor. Ancak mevcut yasalar, bir şirket, gıda bankacılığı yapan dernek veya vakıflara değil de kamu yararına çalışan dernek ve vakıflara bağış yaparsa yapılacak bağışların ancak yüzde 5'i kadar kazançtan düşme imkânı verirken, yapılan bu ucube düzenlemelerle gıda bankacılığı yapan dernek ve vakıflara bağışların yüzde 100'ünün vergiden düşürülmesi imkânını sunuyor.

Konunun daha iyi anlaşılması için bir örnekle açıklamak istiyorum:

Gelir vergisi mükellefi olan bir şirket, gıda bankacılığı yapan dernek veya vakfa 1.000.000 TL bağışta bulunsa bu şirket 1.000.000 TL’lik bağışın tamamını vergisinden indirerek 1 TL dahi vergi ödemiyor.

Ancak gelir vergisi mükellefi olan bir başka şirket kamu yararına çalışan dernek statüsünde bulunan bir derneğe veya vakfa, örneğin Mehmetçik Vakfı’na 1.000.000 TL bağış yapsa, yaptığı bağışın ancak %5'ini yani 50 bin TL’sini kazancından düşebiliyor ve kalan 950.000 TL’nin gelir vergisini ödüyor.

Bu örnek kurumlar vergisi mükellefleri için de aynen geçerli oluyor.

Bu yöntem, tam olarak kayıt altına alınamadığı için de akla hayale gelmeyecek çok çeşitli suistimale de açık kapı bırakıyor.

Ancak şu kesin ki kamuya ait olması gereken vergi (kaynak, servet) bu sözde yasal düzenlemeler ve alicengiz oyunlarıyla siyasi iktidara yakın dernek ve vakıfların kasasına oluk oluk akıtılıyor.

Sonuç

Yazıma ‘’son günlerde basında anlı şanlı, büyük büyük şirketlerin son üç beş yıldan beri vergi vermedikleri haberleri yer alıyor’’ diye başlamıştım ya. ‘’Son üç beş yıl!’’ Muhtemel ki; 2019 yerel seçimlerinde Ankara ve İstanbul gibi büyükşehir belediyelerini kaybeden siyasi iktidarın, bu belediyelerden kendisine yakın dernek ve vakıflara olan kaynak aktarımı kesilince, kendisine yakın şirketlerin vergilerinin ‘’gıda bankacılığı’’ yoluyla bu dernek ve vakıflara aktarılmış olduğu değerlendiriliyor. 

Özellikle AKP yönetiminde iken İstanbul BB tarafından 2019 yılına kadar kendilerine kaynak aktarılan siyasi iktidara yakın dernek ve vakıflar incelendiğinde bu dernek ve vakıfların nerdeyse tamamının aynı zamanda ‘’Gıda Bankacılığı’’ yaptıkları da görülüyor. 2019 yılından bu yana vergi vermeyen şirketlere bakıldığında ise neredeyse tamamının siyasi iktidara yakın şirketler olduğu gözüküyor.

Bu yasal düzenlemelerle ali cengiz oyunları yapılırken de her zaman olduğu gibi muhalefetin ruhu bile duymuyor. ‘’Gıda Bankacılığı’’ ile ilgili çağdaş bir devlet maliyesinde yer almayacak olan bu yasal düzenlemeler çıkarılırken itiraz etmek, direnmek, AYM’ne gitmek gibi eylemler muhalefetin hiç mi hiç aklına gelmiyor. 2004 yılından beri, özellikle son beş yıldan beri devlet hazinesine gidecek vergiler, siyasi iktidara yakın dernek ve vakıflara oluk oluk akıtılıyor.

Başta da ifade ettiğim gibi ‘’sebep’’e bakmaksızın ‘’sonuç’’a odaklanıyoruz ve bu koca koca şirketler neden vergi vermiyorlar diye saf saf sorular soruyoruz.

Ayrıca AKP hükumetinin Türkiye’de uyguladığı ‘’Gıda Bankacılığı’’ yoksulluğu ortadan kaldırmıyor, bilakis toplumu yoksullaştırıp onları gıda yardımına muhtaç haline getiriyor. AKP hükumetinin bu politikası Victor Hugo’nun bir sözünü çağrıştırıyor: “Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk!” 

Osman AYDOĞAN



Yorumlar - Yorum Yaz