• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam215
Toplam Ziyaret2912246

Putin’in Waterloo’su


Putin’in Waterloo’su


14 Ekim 2022

Ukrayna’ya ait Donetsk ve Lugansk Halk cumhuriyetleri, 12 Mayıs 2014 tarihinde, Rusya’dan da destek alarak Ukrayna’dan tek taraflı olarak bağımsızlıklarını ilan ediyor. Ancak bu cumhuriyetler hem Ukrayna hem de Batı tarafından tanınmıyor. 21 Şubat 2022 tarihinde de Rusya, Ukrayna’nın Donetsk Halk Cumhuriyeti ile Luhansk Halk Cumhuriyetinin bağımsızlığını tanıma kararı alıyor.  Ve hemen ardından Rusya, sürpriz bir şekilde 24 Şubat 2022 tarihinde bütün Ukrayna’ya saldırıyor… O günden bugüne sekiz aydır Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı devam ediyor. Rusya gibi küresel bir güç Ukrayna gibi küçük bir ülkede sekiz aydır oyalanıyor.

Bu durum ise Rusya’nın gücü, kapasitesi, niyet ve maksadı ve hedefleri konusunda soru işaretleri yaratıyor. Yorumcuların kafası karışıyor...

Rusya'nın 24 Şubat 2022 günü üç cepheden Ukrayna'ya taarruzu:



Rusya başlangıçta gücü ile orantısız bir şekilde hedef olarak Kiev’i seçiyor. Üç cepheden birden bütün bir Ukrayna'ya saldırıyor...  Ülkedeki rejimi değiştirmeyi amaçlıyor. Baktı hedefine ulaşması zor bu sefer hedef değişikliğine giderek saldırılarını Ukrayna’nın sanayi bölgesi olan Donbass bölgesine yoğunlaşıyor.

Donbass bölgesinin Rusya tarafından ilhakı

Rusya 23 Eylül 2022 tarihinde Donbass bölgesini oluşturan; işgal altındaki Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson’da silahların gölgesinde bu bölgelerin Rusya’ya katılımı için referandum yapıyor. Referandumun ardında Rusya, 27 Eylül 2022 tarihinde bu bölgelerde (Luhansk, Donetsk, Zaporijiya ve Herson) yaşayanların yüzde 85'inden fazlasının Rusya'ya katılım yönünde oy kullandığını ilan ederek 30 Eylül 2022 tarihinde de bu bölgeleri ilhak ettiğini açıklıyor.

(Halbuki 2014 yılında Luhansk ve Donetsk bölgeleri ilk olarak bağımsızlığını ilan ettiğinde halkın yaklaşık yüzde 52'si Rusya'ya bağlanmak istemediğini ve bağımsız kalmayı tercih ettiğini belirtiyor. Şimdiki Rusya’nın açıkladığı Rusya’ya ilhakı onaylayan yüzde 85 doğru olsa bile savaş sırasında bölgede büyük çapta nüfus değişikliği ve işgal altındaki halka baskı yapıldığını gösteriyor.)

Rusya'nın ilhak ettiği bölgeler:



Rusya’nın bu ilhak kararı hemen hemen hiçbir ülke tarafından tanınmıyor. 12 Ekim 2022 günü de BM Genel Kurulu, Rusya'nın Ukrayna bölgelerini yasadışı ilhakını kınayan kararı 143 ülkenin oyuyla kabul ediyor. Rusya, Venezuela, Kuzey Kore, Belarus ve Suriye'nin de bulunduğu 5 ülke karara karşı oy kullanıyor, Çin ve Hindistan'ın aralarında olduğu 35 ülke ise çekimser kalıyor…

Bu ilhakla Rusya aslında Donetsk-Luhansk- Zaparojye- Herson hattına savunmaya çekiliyor. Ukrayna ve Batı’ya bu ilhakı kabul edip bu sınırları tanırlarsa savaşı sona erdireceğini, bu hattın gerisine yapılacak saldırıları da Rusya’ya yapılmış bir saldırı olarak sayacağını ilan ediyor.

Rusya’nın Donbass bölgesini ilhakından hemen sonra 08 Ekim 2022 Cumartesi günü Rusya'yı Kırım Yarımadası'na bağlayan Kerç Köprüsü'nde büyük bir patlama meydana geliyor. Köprünün büyük kısmı yıkılıyor. Rusya, köprüde bombalı araçla saldırı düzenlendiğini iddia ediyor.

Kerç Köprüsü:





Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'yı "terör eylemi" düzenleyerek köprüye saldırmakla suçluyor.


Kerç Köprüsü’ndeki bu patlamadan sonra Rusya, başta Kiev olmak üzere Ukrayna’nın çeşitli kentlerine çoğunluğu sivil hedeflere olmak üzere yoğun füze saldırıları gerçekleştiriyor…

Ancak bu füze saldırılarında Rusya, karadaki hedefleri vurmak için ‘’karadan havaya’’ füze kullanıyor. Bu durum ise Rusya’nın harekatın başından beri hesapsızca ve bolca kullandığı ‘’karadan karaya’’ füze stoklarında ciddi bir azalma olduğu yorumlarına sebep oluyor...…




ABD ve Almanya tarafından Ukrayna’ya yapılan hava savunma silah sitemleri yardımı

ABD, bir kısmı savaştan önce olmak üzere savaştan sonra Ukrayna’ya çok sayıda obüsler, genel maksat helikopterleri, askerî araçlar, HIMARS Çok Namlulu Roketatar (ÇNRA) silah sistemleri, İHA'lar, kamikaze İHA’lar, N/TPQ-36 Silah Tespit Radarları, AN/MPQ-64 Sentinel hava savunma radarları, Javelin anti-tank güdümlü füzeleri, Stinger omuzdan atılan hava savunma füzeleri (MANPADS), NLAW tanksavar mühimmatı yanında çok sayıda askerî teçhizat sevkediyor. Bu silah ve teçhizatın dışında ABD, Ukrayna'ya geniş kapsamda istihbarat desteği sağlıyor. Bu listede AB ülkelerinin yaptığı silah ve teçhizat yardımları bulunmuyor. 


Rusya’nın Ukrayna şehirlerine yaptığı bu saldırı üzerine ABD ve Almanya, Ukrayna’ya yaptıkları silah yardımlarına “gelişmiş hava savunma sistemlerinin” de dahil olacağını açıklıyor…

ABD ve Almanya’nın yaptıkları bu açıklama ne anlama geliyor?

NASAMS hava savunma sistemleri

ABD zaten Ukrayna’ya savaş sırasında Karadan Havaya Füze Sistemi olan NASAMS (National Advanced Surface to Air Missile System-Ulusal Gelişmiş Satıhtan Havaya Füze Sistemi) (Norveç yapımı) vermişti. ABD, Ukrayna’ya bu hava savunma sistemlerinden daha fazlasını sevk edeceğini söylüyor.

NASAMS Füze savunma Sistemi:



Bu noktada NASAMS’ı anlatmam gerekiyor. NASAMS; aynı anda birden fazla hedefi tespit ve takip edebilen üç boyutlu sentinel radarları ve kısa ve orta menzilli füzeleri ile tehdit unsurlarını hızlıca tespit, takip ve imha edebilen ve hava savunma sistemlerinde muadillerine göre üstün ve gelişmiş özellikleri ile ön plana çıkan bir hava savunma sitemi oluyor. Bu nedenle bu sistem ‘’Batıdaki en iddialı hava savunma sistemlerinden birisi’’ olarak tanımlanıyor. NASAMS, sahip olduğu gelişmiş radar sistemi sayesinde ‘’Gelişmiş Orta Menzilli Havadan Havaya Füze Sistemi’’ olan AMRAAM (Advanced Medium Range Air-to-Air Missile/AIM-120) füzelerini kullanıyor.  

Almanya’nın hava savunma sitemi yardımları

Almanya, savaştan sonra Ukrayna’ya ‘’Gepard’’ isimli kundağı motorlu uçaksavar topçu sistemlerini sek etmişti. Gepard hava savunma sistemlerinin 8 adetlik ilk partisi Ağustos 2022’de, 20 adetlik ikinci parti Gepard  hava savunma sistemi ise 11 Eylül 2022 tarihinde de Almanya tarafından Ukrayna’ya teslim ediliyor.

Gepard Hava Savunma Topu:



11 Ekim 2022 günü Almanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’ya dört adet IRIS-T SLM hava savunma sistemi verileceğini ve bu sistemin ilkinin de Ukrayna’ya teslim edildiğini açıklıyor.

Almanya’nın Ukrayna’ya sevk edeceğini açıkladığı ‘’Iris-T SLM’’ sistemi ise kısa menzilde etkili bir hava savunma sistemi oluyor.

Iris - T SLM Hava Savunma Sistemi:




IRIS-T SLM, Alman Diehl Defense şirketi tarafından üretiliyor. IRIS-T SLM hava savunma sistemi; roketler, seyir füzeleri, insansız hava araçları, helikopterler ve avcı uçakları dahil olmak üzere çeşitli alçak ve orta irtifa tehditlerini imha edebiliyor.

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı yeni bir aşamaya mı geldi?

Bu durum ise bazı yorumcular tarafından Rusya-Ukrayna savaşının yeni bir boyuta evrildiği şeklinde yorumlanıyor... 

Ancak durum zaten başından beri böyleydi… Rusya’nın Ukrayna’ya saldırdığı 24 Şubat 2022 tarihinden beri bu konuda yazdığım bu onuncu yazım oluyor. İlk yazımdan beri hep savaşın bu karakterine vurgu yapıyorum.

Putin ve Napolyon

Doğası gereği diktatörlerin etrafında dalkavuklar oluyor. Dalkavuklar da diktatöre gerçeği aktarmıyor, sadece diktatörün hoşuna gidecek bilgileri veriyor. Napolyon’a Waterloo Savaşı’nda da böyle oluyor. Waterloo Savaşına girmek Napolyon’un yapabileceği en son seçenek oluyor. Generallerinin Napolyon’u hoşnut etmek için verdikleri yanlış bilgiler ve sarf ettikleri telaşlı çaba Napolyon’un kötü kararlar almasına ve yanlış stratejiler seçmesine yol açıyor. Putin de böyle bir isim. Putin de Rusya’nın tek adamı, diktatörü. Adını ne koyarsanız koyun. Stalin’den beri süre gelen bir kültür. Nasıl ki Napolyon’un savaşa girmesi yapacağı son seçenekti, Putin’in de aynı şekilde Ukrayna’ya karşı bir savaşa girmesi gerekçesi ne olursa olsun yapacağı en son seçenek oluyor…

Putin ve Sun Tzu

Putin, bu savaşta hem kendi gücünü çok abartıyor hem de Ukrayna’nın gücünü çok hafife alıyor. Çinli askerî düşünür Sun Tzu meşhur ‘’Savaş Sanatı’’ adlı eserinde; ‘’Başkasını ve kendini bilirsen, yüz kere savaşsan tehlikeye düşmezsin; başkasını bilmeyip kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin; ne kendini ne de başkasını bilmezsen, her savaşta tehlikedesin’’ diyor.  Muhtemel ki kurmayları, karargâhı Putin’e hem kendi güçleri hem de Ukrayna’nın gücü konusunda yanlış bilgi veriyor.

Rusya’nın, 2007 tarihinde AKKA sürecini askıya alması, 2008 yılında G. Osetya ve Abazya’yı Gürcistan’dan ayırması ve ardından Rus askerlerinin G. Osetya ve Abazya’ya girmesi, 2014 yılında Kırım’ı ilhakı ve 2015 yılında da AKKA’dan tamamen çekilmesi sonucu ABD; Polonya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan’da Rusya’ya karşı üsler kurmaya (Türkiye'de iktidar yanlısı bazı aklı evveller seçime doğru giderken iktidara destek verebilmek amacıyla ABD'nin bu üsleri Türkiye'yi kuşatmak için yaptığını iddia ediyorlar) ve ayrıca Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı ilhakından sonra da Ukrayna ordusunu eğitmeye başlıyor… Ancak Putin bütün bu hazırlıkları görmüyor.

Putin ve Lao Tzu

Bir başka Çinli düşünür Lao Tzu; ‘’Uzayan her savaş önce orduyu sonra toplumu savaştan soğutur, yozlaştırır’’ derdi. Rusya’nın jeoplolitik iştahı ile askeri ve ekonomik gücü orantısızdı. Rusya başlangıçta gücü ile orantısız bir şekilde hedef olarak Kiev’i seçiyor. Putin, baktı hedefine ulaşması zor bu sefer hedef değişikliğine giderek Donbass bölgesine yoğunlaşıyor ve şu an orada da tutunamıyor. Ukrayna birlikleri kuzeyde Harkov doğusunda, güneyde Herson’da ilerlemeye devam ediyor. Bu şekilde savaş uzadıkça uzuyor...

Putin ve Clausewitz

 
Bir askeri harekatta başlangıçta kesin netice alamazsanız geçmiş olsun. Clausewitz; ‘’Her taarruz harekâtı zaman geçtikçe zayıflar. Her ne şekilde olursa olsun, zaman kaybeden zayıflar’’ derdi. Rusya düzenlediği taarruzdan bir sonuç alamadı, şimdi savunma pozisyonunda. Uzayan bu savaşın hiç de Rusya’nın lehine olmadığı gözüküyor. Putin’in nükleer silaha başvuracağı tehdidi de acizliğinin ifadesi oluyor.

Clausewitz; ‘’Halkın, hükumetin ve ordunun birliği işe yarar. Bu üçünden birinin zayıf olması bütün emekleri boşa çıkarır. Bu üç konuda da sağlam olmadıkça savaşa kalkışmayın’’ derdi. Rusya’nın saldırdığı ülke Ukrayna, kökeni Ruslarla aynı; Slav, din Ruslarla aynı; Ortodoks, dil Ruslara yakın. Bu savaşı Rus halkının desteklemediği, Rus ordusunun da canı gönülden istemediği gözüküyor. Bu savaşı isteyen sadece Putin. Halkın ve ordunun istemediği bir savaşın başarılı olma imkân ve ihtimali bulunmuyor. Putin’in sürekli generallerini görevden alması da aslında Rus ordusunun bu savaşı iletemediğinin, Rus halkının da Rusya’da kısmî seferberliğin ilanı ile ülkeden kaçışının da Rus halkının bu savaşı istemediğinin bir başka göstergeleri oluyor.

Putin ve Hannah Arendt

Savaş esnasında gerçeği gören Putin, kararını değiştireceğine habire generallerini değiştiriyor. Putin, Rusya’nın beş askerî bölgesinden ikisinin komutanlarını görevden alıyor. Putin, Ukrayna’daki Rus ordu komutanını üç kez değiştiriyor. Son değişiklik Kerç köprüsünde yaşanan patlamalarla neredeyse aynı zamanda gerçekleşiyor. Putin, Ukrayna’daki Birleşik Askeri Kuvvetler Komutanlığına; 1980’li yılların sonunda Kızıl ordu bünyesinde Afganistan savaşında görev alan, Suriye'deki Rus askerî operasyonlarını yöneten, Suriye’de görev yaptığı sırada Halep ve İdlib şehirlerinde gerçekleştirilen ağır bombardımanların sorumlusu olarak suçlanan, '’soğukkanlı ve duygusuz'’ olarak tanınan ve '’General Armageddon'’ olarak adlandırılan General Sergey Surovikin’i atıyor. Batı basınında Rusya’nın Kerç köprüsündeki patlamadan sonra Ukrayna şehirlerine yapılan füze saldırılarının General Sergey Surovikin’in stratejisi olduğu yorumları yapılıyor. Bu durum Hannah Arendt'in ''Şiddet Üzerine'' isimli kitabında geçen şu sözü hatırlatıyor: ‘’İktidar ile şiddet birbirine karşıttır, iktidarın bitmeye başladığı yerde şiddet başlar.'’

Sonuç

Rusya’nın bu savaşa girerken büyük bir hesaplama hatası içerisinde olduğu gözüküyor. Sun Tzu, bahsi geçen kitabında; "zaferi kazanan komutan savaş öncesi en çok hesaplamayı yapandır. Savaşı yitiren komutan ise savaş öncesi mutlaka yeterince hesap yapmamıştır" diye yazıyor…

Rusya’nın bu savaşta kullandığı askerî silah ve teçhizatı çok ama çok eski, ilkel ve demode olduğu gözüküyor. Bu demode silahları kullanan askerlerin de eğitimlerinin yetersiz olduğu, böylesi bir savaşa hazır olmadığı, çok büyük bir oranda lojistik destekte zafiyet olduğu gözüküyor.

Rusya’nın, Sovyetler zamanındaki kendi kendisine yeten Rusya olmadığı biliniyor. Günümüzde Rusya, kapitalizmin kötü bir taklidi ile küresel dünyaya entegre olmuş durumda bulunuyor. Çünkü Rusya’nın karşısında sadece Ukrayna bulunmuyor. Rusya’nın karşısında ABD, NATO ve AB ülkeleri bulunuyor. Rusya, sadece Ukrayna ile savaşmıyor. Rusya, hem ABD ve AB’nin ekonomik ve askerî desteğini alan Ukrayna’ya karşı askerî harekât yaparken aynı zamanda ABD ve AB’nin ekonomik ve siyasi ambargosu ile de başa çıkmak zorunda kalıyor.

Putin’in 12 Ekim 2022 günü, ‘’Avrupa'ya gaz sevkiyatı için Türkiye'ye büyük bir merkez kurabiliriz’’ sözü ise ABD ve AB ambargosunun maksadını hala anlayamadığının ve bu ambargoların Rusya’nın canını bir nasıl acıttığının bir göstergesi olarak okunuyor. Putin hala, ABD ve AB ambargosunun Rus gazının güzergâhına değil, bizzat Rus gazı ve Rus ekonomisi olduğunu anlamamış gözüküyor.

Bu şartlarda Rusya’nın bu savaşı sürdürebilecek durumda olmadığı, Rusya’nın yeterli askerî, ekonomik, siyasi ve liderlik kapasitesinin bulunmadığı anlaşılıyor. Uzayan bir savaş sadece orduyu ve halkı yıpratmadığı aynı zamanda lideri de yıprattığı biliniyor. Bu şartlarda, savaş devam ettiği takdirde gelecek yaz aylarının Putin için çok sıcak ve zor geçeceği ve Ukrayna’nın Putin’in Waterloo’su olacağı gözüküyor…

Bu bilgileri arz etmek de bana düşüyor..

Osman AYDOĞAN

 


Yorumlar - Yorum Yaz