• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi11
Bugün Toplam418
Toplam Ziyaret2892248

Gaflet, delalet ve hıyanet!


Gaflet, delalet ve hıyanet!

25 Ağustos 2012

Prusyalı General, askerî reformist ve askerî teorisyen Clausewitz’in (Asıl adı; Carl Philipp Gottlieb von Clausewitz, 1780-1831) meşhur sözüdür: " Krieg ist Politik mit anderen Mitteln" Türkçesi: ‘’Savaş politikanın başka araçlarla devamıdır.’’

Eğer bugün, adını ne koyarsanız koyun; (düşük yoğunluklu çatışma, terörle mücadele, iç güvenlik harekâtı vb.) Türkiye’nin Güneydoğusunda bir çatışma vardır. Bu çatışma Clausewitz’in ifadesiyle; ‘’politikanın başka araçlarla devamıdır.’’

Türkiye’de politikayı belirleyenin siyasi iktidar olduğuna kimsenin şüphesi yoktur.

Dolayısıyla Güneydoğu’daki bu çatışma siyasi iktidarın (AKP’nin) bir politikası gereği olması gerekir…

Son yıllar bize gösterdi ki, hiç de AKP’nin böyle bir politikası yoktur:

- PKK ile savaşacak ordu düşman ilan edilmiştir… (Balyoz, Ergenekon, 28 Şubat, Karargâh evleri, İnternet andıcı vb. davalar)

- Ordunun terörle mücadelede deneyimli üst kademesi tasfiye edilmiştir. Öyle ki TSK terörle mücadelede en önemli iki komutanlığın komutanlarını (7’inci Kolordu Komutanlığı / DİYARBAKIR ve 23’üncü Jandarma Tümen Komutanlığı / ŞIRNAK) yaşanan zafiyet nedeniyle bir yılda değiştirmek zorunda kalmıştır.

- Terörle mücadele eden ordunun başkomutanı başterörist ithamıyla tutuklanmıştır.

- PKK ile mücadele edecek olan MİT Orduyu dinlemekle görevlendirilmiştir… Öyle ki son Gaziantep bombalanmasında bile istihbarat zafiyetine Pensilvanya’dan bile ikaz gelmiştir…

- Habur’da teröristlerin ayağına hâkim ve savcılar gönderilerek törenle karşılanmıştır.

- Oslo’da PKK ile İngiltere gözetiminde müzakere yapılmıştır. Bu müzakerede yapılacak anayasa, kurulacak federal devlette (Türk-Kürt) sınırlar, azılı katilin (APO) siyasete katılması, Güneydoğu’da terörle mücadele edenlerin (Asker, Polis) cezalandırılmaları görüşülmüştür.

- PKK ile mücadelede doğal müttefikimiz olması gereken Irak Merkezi Hükümeti, İran ve Suriye ABD çıkarları uğruna Türkiye’ye düşman haline getirilmiştir. Ayrıca da PKK’nın baş hamisi olan Barzani de dostumuz haline getirilmiştir.

- Rumlarla kucaklaşarak ‘’yes be annem’’ciler desteklenmiş, Azeriler küstürülerek Ermenistan’a çiçekler uzatılmış, Kerkük Türkü unutularak sözde Kürdistan’a hamilik yapılmıştır.

Yeri geldiği için hatırlatayım; tarihin aktörü ve tanığı Ebû Müslim Horasanî’nin Emevîlerin yıkılışı ile ilgili ve her türlü ittifaklar konusunda bir strateji ilkesi olan şu sözünü bir kez daha anımsayalım;

''Onlar; zararından emin oldukları için dostlarını uzak tuttular. Düşmanlarını kazanmak için yakınlarına aldılar. Yanlarına aldıkları düşmanları dost olmadığı gibi, uzakta tuttukları dostları da düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince, yıkılmaları mukadder oldu.''

Bu bilgiler ışığında, Clausewitz’in kulakları çınlasın, AKP’nin terörle mücadele politikası olduğu söylenebilir mi?

Anonim bir söz; ‘’aynı anda iki tavşanı yakalamak isteyen her ikisini de kaçırır.’’

Yani; hem terörle müzakere yapacaksınız, hem de terörle mücadele… İkisini de kaybedersiniz… Tıpkı şimdi olduğu gibi… AKP ne terörle müzakereyi becerebilmiştir, ne de terörle mücadeleyi… AKP her ikisini de kaybetmiştir…

Verilen şehitlerin sorumlusu ve vebali iki cihanda –Sezen’in kulakları çınlasın- AKP hükümetidir. Verilen şehitlerin sorumlusu ve vebali iki cihanda aynı zamanda AKP hükümetine destek veren her kurum ve her kişidir...

Ben bu kadarını yazıyorum… Tarih baba daha ağırını yazacaktır.

Hani Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Onuncu Yıl Nutku’nda bahsettiği; gaflet, delalet ve hıyanet gibi…

Osman AYDOĞAN



Yorumlar - Yorum Yaz