• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam356
Toplam Ziyaret2920927

Üç Kuruşluk Opera


Üç Kuruşluk Opera

14 Ağustos 2016

‘’Üç Kuruşluk Opera’’ (Roman Yayınları, 2000) (Almanca: Die Dreigroschenoper) Alman tiyatro yazarı Bertolt Brecht'in yazdığı ve besteci Kurt Weill’in müziklerini bestelediği müzikal tiyatro oyunudur. Alman tiyatro tarihinin en önemli yapıtlarından sayılıyor.

Brecht, oyunu John Gay’in “Dilenciler Operası”ndan (Beggar’s Opera) esinlenerek yazıyor. John Gay’ın operası da İngiltere’de 1721 yılında iktidara gelen Robert Walpole hükûmeti dönemindeki politik entrikaların, rüşvetin, yolsuzluğun kol gezdiği bir yozlaşma ortamını anlatıyor. 

Brecht'in, John Gay’in ‘’Dilenciler Operası’’ndan esinlenerek yazdığı bu ‘’Üç Kuruşluk Opera’’ aslında her devirde yaşanan politik entrikaların, sömürünün, soygunun, kumpasların, yalanların, hilelerin, sahtekârlıkların, rüşvetin, yolsuzlukların, seviyesizliğin, hukuksuzluğun, kuralsızlığın, yasa tanımazlığın, kahpeliğin, kalleşliğin, ikiyüzlüğün, pişkinliğin, salmaların, eblehliğin, paçozluğun kol gezdiği bir yozlaşma ortamını anlatıyor.

Bertolt Brecht’in yazdığı ‘’Üç Kuruşluk Opera’’ oyununda amansız bir kapitalizm eleştirisi yapılıyor. Mülkiyet, sermaye, karapara, emek, suç, ahlâk, hırsızlık, siyaset, medya, hukuk, karakter ve adalet üzerine her devirde geçerli olan müthiş dersler veriliyor..


Brecht’in bu oyunu, burjuvazi, kapitalizm, sömürü ve düzen çarklarındaki toplumun üzerinde yükseldiği temel ögenin, insan ve ahlak değil, sadece ve sadece para, rant, çıkar, menfaat, yalan ve talan olduğunu anlatıyor…

Oyunda birbirileriyle paralellik teşkil eden ‘’Dilenciler Kralı’’ ile ‘’Soyguncular Kralı’’nın amansız çatışması şu şekilde anlatılıyor:


‘’Ancak dilencilerin düşleyebileceği kadar görkemli bir kent...
Adaletsizliğin ve çürümüşlüğün  hüküm sürdüğü bir ortam...
Dilenciler kralıyla soyguncular kralının amansız çatışması...
Burjuvazi, kapitalizm, sömürü ve düzen çarklarındaki bir dizi çürük tahta... ‘’

Bertolt Brecht’in ‘’Üç Kuruşluk Opera’’ adlı oyunun ikinci perdesinin kapanış parçası olan “Denn wovon lebt der Mensch?” bölümü Tuncay Çavdar tarafından Türkçe’ye ‘‘İnsan neyle yaşar?’’ olarak çevriliyor:

''İnsan neyle yaşar? 

Sayın baylar, bize hep ders verirsiniz:

‘Aman, günah, ayıp, kötü, yanlış.’
Aç karnına kuru öğüt çekilmez.
Önce doyur beni, ondan sonra konuş.
Sende göbek, bizde ahlak nedense.
Şimdi bizi iyice dinle bak;
İster şöyle düşün, istersen böyle:
Önce ekmek gelir, arkadan ahlak.
Artık vermek gerek, unutmayın sakın,
Tüm nimetlerden, payını yoksulların.

İnsan neyle yaşar?

İnsan neyle yaşar: Ezip hiç durmadan.
Soyup, dövüp, yiyip yutarak insanları.

Yaşayabilmek için hemen unutmalı,
İnsanlığı unutmalı insan.
Katı gerçek budur, kaçınılmaz
Kötülük yapmadan yaşanamaz.
Efendiler bize ahlaksız dersiniz
Kötü kadın, utanmaz fahişe
Aç karnına suçlanmak hiç çekilmez
Önce doyur beni ondan sonra söyle
Sende şehvet, bizde edep nedense
Şimdi bizi iyice dinle bak;
İster şöyle düşün, istersen böyle:
Önce ekmek gelir, arkadan ahlak.
Artık vermek gerek, unutmayın sakın,
Tüm nimetlerden, payını yoksulların.

İnsan neyle yaşar?

İnsan neyle yaşar: Ezip hiç durmadan.
Soyup, dövüp, yiyip yutarak insanları.
Yaşayabilmek için hemen unutmalı,
İnsanlığı unutmalı insan. Katı gerçek budur, kaçınılmaz
Kötülük yapmadan yaşanamaz.’’

Türkçe’de ‘’aç kalan insan önce ahlâkını yer’’ sözünün kaynağı işte Brecht’in bu opera oyunu oluyor. Brecht, bu oyunda temel, milli ve manevi değerlerin, milli kültürün, toplum yapısının yasaklarla, sansürle korunamayacağını, bu değerlerin aç insanın karnını doyurmakla korunacağını söylüyor… Brecht’in bu oyun ile verdiği ders, oyuncular, izleyiciler, seyirciler, siyasetçiler ve din adamları tarafından hâlâ öğrenilmeyi bekliyor:

‘’Sayın baylar, bize hep ders verirsiniz:
‘Aman, günah, ayıp, kötü, yanlış.’
Aç karnına kuru öğüt çekilmez.
Önce doyur beni, ondan sonra konuş.
Sende göbek, bizde ahlak nedense.
Şimdi bizi iyice dinle bak;
İster şöyle düşün, istersen böyle:
Önce ekmek gelir, arkadan ahlak.
Artık vermek gerek, unutmayın sakın,
Tüm nimetlerden, payını yoksulların.’’

‘’Üç Kuruşluk Opera’’nın kapanış şarkısının son dizeleri zihinlerden hiç çıkmamacasına tekrarlanıyor:

“Karanlığı ve büyük soğuğu düşünün
Büyük haydutlara karşı savaş açın şimdi...

Uğraşmayın küçük haksızlıklarla 

Onlar yakında donup kalacak, çünkü soğuk.
Asıl feryatlarla yankılanan bu vadideki

Karanlığı ve büyük soğuğu düşünün.
Büyük haydutlara karşı savaş açın şimdi

Ve hepsini yıkın, en kısa sürede:
Karanlığın ve soğuğun nedeni onlardır
Onlardır bu vadiyi feryatlara boğan.’’

Oyunun final bölümü, ‘’Dilenciler Kralı’’ ile ‘’Soyguncular Kralı’’nın amansız çekişmesiyle sona eriyor: 

“İtişirler, didişirler 
sürdürürler kavgayı.
En sonunda birleşirler 
Yerler yoksul hakkını.”

Aslında sadece bu oyunun adı değildi ‘’Üç Kuruşluk’’ olan, bu oyunda yer alan aktörlerin, karakterlerin, ahlakın, siyasetin, medyanın, yandaşın, liboşun, hukukun, adaletin, paralelin ve parabolün tamamı da ‘’Üç Kuruşluk’'tu...

Osman AYDOĞAN


 


Yorumlar - Yorum Yaz