Nima, yüreğindeki gamı söyle de bir yabancı gibi ağlayayım
01 Mart 2020
Çocukluğumda memleketimde mahallede eceliyle bile olsa bir ölse, bir cenaze olsa varsa düğün ertelenirdi. Zaten televizyon yoktu. Evde radyolar kapatılırdı. Haber bile dinlenecek olsa radyonun sesi iyice kılırdı… Bu durum günlerce sürerdi. Bu ölüye olan saygıydı...
Tabii ki devir değişti, zaman değişti, kültür değişti… Aynı hassasiyeti beklemek günümüzde haksızlık olur.
Neyse geçmişi bırakayım, günümüze geleyim…
27 Şubat 2020 akşam saatlerinde İdlib’de hava saldırısı sonucu 36 askerimiz şehit oldu. Tüm Türkiye’de matem var. 83 milyon tek yürek, kan ağlıyor...Daha şehit cenazeleri yeni yeni kaldırılıyor…
Bu olaydan iki gün sonra, 29 Şubat 2020 günü ... Aynı anda TV’de canlı yayın esnasında…Bir tarafta şehit cenazeleri, bir tarafta Cumhurbaşkanı konuşuyor… Tüm TV’ler canlı veriyor…
Cumhurbaşkanı, İstanbul'da AKP milletvekilleri ile buluşmasında yaptığı konuşmada şehit sayısının 36'ya çıktığını söylüyor… ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmeleri gülerek, gülümseyerek, espri yaparak anlatıyor… Seyreden bakanları da sırıta sırıta gülüyorlar... Şen şakrak espriyi alkışlıyorlar…
Cumhurbaşkanı geçmişte salonlarda Arap Rabia için, Arap Esma için elinde mendil gözyaşlarını siliyordu…
Bu tarafta espriler, gülmeler, gülümsemeler, şen şakrak alkışlar salonun kubbesini çınlatırken, öbür tarafta, uzaklarda ocaklarına daha yeni ateş düşmüş, kor düşmüş şehit evlerinde şehit cenazeleri daha yeni yeni kaldırılıyor… Oralarda bir feryâd bir figân anneler ağlıyordu, babalar ağlıyordu, eşler, nişanlılar, bebeler ağlıyordu… Burada ise espriler, gülüşmeler, alkışlar salonu çın çın çınlatıyordu…
Ve benim aklıma Nesimi Çimen’in ‘’Şifa İstemem’’ isimli sitem türküsü geliyor… Kulaklarımda bir sitem olarak inim inim bu türkü inliyor…
Cumhurbaşkanının konuşması esnasında Nesimi Çimen'in aklıma gelen bu türküsü de halk müziği içerisindeki en güzel bir sitem türküsüydü. Bu türkü insanın içini sızlatan, yüreğini burkan, kalbini titreten, gözlerini dolduran, dünya tarihinde eşi benzeri görülemeyen naif bir sitem türküsüydü. Sitemin bile naif, sitemin bile kibar, sitemin bile nazik olabileceğini gösteren bir türküydü…Bu türkü kadri, kıymeti, vefayı bilmeyenlere, sevgisizlere, duygusuzlara, duyarsızlara, nobranlara atfedilmiş bir türküydü…
Türkünün aşağıda bağlantısını verdiğim yorumu dinleyin, bir daha, bir daha, bir daha dinleyin. Gün boyu dinleyin, gece boyu dinleyin… Şehitlere bir ağıt, vefasızlara, duygusuzlara, duyarsızlara bir sitem olarak dinleyin… Sonra da başkaları şen şakrak gülerken, (sitemde ''Bir Sabiyyenin Gözyaşları'' adıyla kendisini anlattığım) İhsan Raif Hanım’ın ’’Kimseye etmem şikâyet; ağlarım ben halime, titrerim mücrim (suçlu) gibi baktıkça istikbalime’’ dizelerini hatırlayıp, bir muhannet güruhunun eline düşmüş yalnız ve güzel ülkenin haline bakıp, şiirlerinde ‘’Şehriyar’’ mahlasını kullanan Azeri şair Muhammed Hüseyin Şehriyar’ın "Nima, yüreğindeki gamı söyle de bir yabancı gibi ağlayayım’’ dediği gibi, erkeğim demeyin, askerim demeyin, ben ağlamam demeyin, aydın yüreğinizdeki birikmiş gamı, kederi, tasayı, kaygıyı ortaya döküp bir yabancı gibi ağlayın…
Ağlayın ancak salondaki o fotoğrafları, o gülüşmeleri, o alkışları da asla unutmayın…
Ben yine de sizlere güzel bir Pazar günü diliyorum...
Osman AYDOĞAN
Bu türküyü çok sanatçı söyler. Ama bu türküyü Grup Abdal’ın ‘’Ozanca’’ isimli albümünde hakkıyla yorumlanır.
Grup Abdal, ‘’Ozanca’’ albümünden ‘’Şifa İstemem’’
https://www.youtube.com/watch?v=SBDj5RQ82xA
Şifa İstemem
Şifa istemem balından
Bırak beni bu halımdan
Razıyım açan gülünden
Yeter dikenin batmasın
Gece gündüz o hizmetin
Şefaatin kerametin
Senin olsun hoş sohbetin
Yeter huzurum gitmesin
Taşa değmesin ayağın
Lale sümbül açsın bağın
İstemem metheylediğin
Yeter arkamdan atmasın
Kolay mı gerçeğe ermek
Dost bağından güller dermek
Orda kalsın değer vermek
Yeter ucuza satmasın
Sonu yoktur bu virdimin
Dermanı yoktur derdimin
İstemem ilaç yardımın
Yeter yakamdan tutmasın
Nesimi'yim vay başıma
Kanlar karıştı yaşıma
Yağın gerekmez aşıma
Yeter zehirin katmasın
Nesimi Çimen
Ortaçağdan kalma karanlık bir güruhun 02 Temmuz 1993 günü Sivas'ta, Madımak Oteli'nde 35 insanımızı cayır cayır yaktıkları Sivas Кatliamı'nda bu türkünün söz ve bestesinin sahibi Nesimi Çimen de cayır cayır yakılarak katledilmişti.