• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam302
Toplam Ziyaret2920873

Tunus’ta neler oluyor?


Tunus’ta neler oluyor?

29 Temmuz 2021

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021 Pazar günü Tunus Anayasasının 80. maddesine dayanarak meclisi kapatarak Başbakan Hişam el-Meşişi'yi görevden alıyor. Cumhurbaşkanı Kays Said Meclisin tüm yetkilerini donduruyor, milletvekillerinin dokunulmazlığını askıya alıyor, Başbakan Hişam el-Meşişi'nin dışında Savunma ve Adalet Bakanlarını da görevden alıyor. Cumhurbaşkanı Kays Said, bunların dışında çok sayıda üst düzey devlet yetkililerini de görevden alıyor…

Bu görevden almaların ardından Cumhurbaşkanı Kays Said, yasa dışı yabancı fon temin ettikleri iddiasıyla ülkedeki iki büyük siyasi hareket olan "Ennahda" (El-Nahda, Nahda) ve "Tunus'un Kalbi" hakkında soruşturma başlatıyor…

Bütün bu olanlar, İhvancı Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi tarafından “devrime darbe” diye niteleniyor. AKP hükümetinin tüm sözcüleri ile Gelecek Partisi ve DEVA Partisi de olayı darbe olarak niteliyor…

Tunus’ta neler oluyor? Tunus’ta İhvancı Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi’nin söylediği gibi “devrime darbe” mi oluyor? Kafa karışıklığı olmasın diye Tunus’ta ne olduğunu anlatmak da bana kalıyor…

Ama her zaman olduğu gibi, bugünü anlamak için kısa bir tarih turu yapmam gerekiyor…

Tarihte Tunus

Kartaca ve Roma dönemi

Tunus’un yerli halkı göçebe Berberiler oluyor. Ancak coğrafi konumu nedeniyle daha çok deniz yoluyla gelen çeşitli etnik topluluklar ülkeye yerleşiyor. MÖ 12. yüzyılda Fenikeliler bölgeye yerleşiyor. Fenikeliler MÖ 9. yüzyılda bölgede Kartaca’yı kuruyor. Kartacalılar, Sicilya ve İspanya'ya kadar koloniler oluşturuyor. Bu şekilde Kartacalılar o dönemde yeni kurulmakta olan Roma İmparatorluğu için tehdit oluşturuyor. Ancak Pön Savaşları’nda Kartacalılar Romalılara yenilip Tunus'tan sürülüyorlar (Pön Savaşlarını detaylı bir şekilde bu sayfada anlatmıştım.)  O tarihten sonra Tunus, Roma egemenliğinde bir Afrika Eyaleti olarak yönetiliyor.

Osmanlı dönemi

Tunus 1574 yılına kadar Hafsi Hanedanlığının elinde kalıyor. Bu dönemde Barbaros Hayreddin Paşa ve Turgut Reis 1556 yılında Gafsa’yı, 1558 yılında Kayrevan’ı ele geçiriyor. Bu şekilde Tunus’un doğu ve güney sahilleri Osmanlı toprağı haline geliyor. Bu dönemde Cerbe Adası Osmanlı deniz üssü olarak kullanılıyor. Barbaros Hayreddin Paşa, İspanya’daki Endülüslü Müslümanlardan 100.000 kadarını kurtararak Kuzey Afrika’ya getiriyor. 1574 yılında Uluç Ali Reis ile Sinan Paşa, Tunus şehrini (Halkul-Vad Kalesini) ele geçiriyor. Bu şekilde bütün Tunus, Osmanlı Devletinin bir eyaleti haline geliyor.

Fransa sömürge dönemi

Osmanlı İmparatorluğunun Rusya ile yaptığı 93 Harbi (1877-1878 Harbi) neticesinde harbin çöküntüsü içerisinde iken Fransa, bazı Tunuslu aşiretlerin Cezayir’e yaptıkları akınları ve bazı toprak taleplerini bahane ederek 1881 yılında Tunus’a asker çıkarıyor. Aynı yıl yapılan Bardo Antlaşması’yla Tunus Beyi, dış hükümranlığı, siyasi ve ordu işlerini bir Fransız Genel valisine bırakıyor.

Ancak Tunus’un Muher ve güney kesiminde başlayan ayaklanmaları Fransızlar güçlükle bastırıyor. Vali Paul Cambon, yeni Bey Ali bin Hüseyin’e (1882-1902) Marsa Sözleşmesini kabul ettiriyor. (1883) Bu sözleşme ile Fransız himayesi resmen kurulmuş oluyor. Bütün bu olanları Osmanlı İmparatorluğu protesto ederek kabul etmediğini bildiriyor. Resmi padişah fermanlarında Tunus, Osmanlı Eyaleti olarak anılmaya devam ediyor. Fransız himaye rejimi Tunus’un bağımsızlığını kazanmasına kadar (1956) 78 yıl sürüyor…

Bağımsızlık dönemi

Burgiba dönemi


Sorbonne Üniversitesinde hukuk ve siyaset bilimi okuyan Habib Burgiba önderliğinde 1930’lu yıllarda Fransızlara karşı Tunuslular bağımsızlık mücadelesine başlıyor. İkinci Dünya Savaşı döneminde Tunus bir savaş alanı haline geliyor… Savaşın ardından Burgiba yeni Destur Partisi’ni kurarak bağımsızlık mücadelesine devam ediyor. . İyi bir hatip olan Burgiba halkları ve kalabalığı meydanlara toplamasını biliyor. 1956 yılında Tunus, Fransızlara karşı bağımsızlığını kazanıyor. Bağımsızlığını kazandıktan sonra Tunus Cumhuriyeti’ni ilan eden Burgiba, ilk Tunus Cumhurbaşkanı oluyor. Atatürk’ün izinden giden ve Nasırcı Arap sosyalizmini savunan Burgiba, Tunus’ta birçok reformlar yaparak laik eğilimli bir rejim kuruyor.  Ölünceye kadar Devlet Başkanı seçilen Burgiba, 1987 yılında sağlık durumu gerekçe gösterilerek Zeynel Abidin bin Ali tarafından devriliyor.

Zeynel Abidin bin Ali dönemi

Burgiba, 1987 yılında devlet başkanlığı görevinden alınarak yerine General Zeynel Abidin bin Ali geçiyor… 1994 yılında yapılan parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerinde Zeynel Abidin bin Ali ve partisi oyların yüzde 99’unu alarak devlet başkanlığına yeniden seçiliyor…

Tunus’ta, 2011 yılının başında yaşanan “Yasemin Devrimi” ile 22 yıldır ülkeyi yöneten General Zeynel Abidin bin Ali devriliyor. General Zeynel Abidin bin Ali ülke dışına gitmek zorunda kalıyor. “Yasemin Devrimi”, bölgede yaşanan ayaklanma ve otoriter rejimlerin halk hareketiyle devrilmesi sürecinin ilk başarılı halkasını oluşturuyor. Tunus’taki ayaklanmanın, Zeynel Abidin bin Ali rejimini değiştirmeyi başarmasının ardından Mısır ve Libya’da ayaklanmalar başlıyor…

Ennahta dönemi

Zeynel Abidin bin Ali’in devrilmesinden sonra 2011 yılında yapılan serbest seçimlerde Ennahda (Yeniden Doğuş) Hareketi 217 sandalyeli mecliste 89 vekil kazanıyor ve hükümet ortağı oluyor. Ennehta Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi Türkiye’yi ve AKP’yi örnek aldıklarını, hâlihazırda iyi olan ilişkilerin gelecekte de daha da gelişmesini sağlayacak ortamın oluşmasını arzu ettiklerini ifade ediyor…

Ennahda Hareketi, 2014 yılında hükümetten çekiliyor. Aynı yıl Ekim 2014’te yapılan seçimlerde oy kaybedip 69 milletvekili kazanan Ennahda seçimden ikinci parti olarak çıkıyor. Nida Tunus Partisi liderliğinde kurulan koalisyon hükümetine Ennahda, Afek Tunus’un içerisinde yer aldığı bir koalisyon hükümetine giriyor…  

Bu koalisyon döneminde Enahda Hareketi siyasal yörüngesini yeni politik konjonktürün de etkisiyle, siyasal İslamcı ideolojik duruşunda revizyona gittiğini ilan ediyor… Ennahda Hareketinin lideri El-Gannuşi, 2016 yılı Mayıs ayında yapılan 10. Kongresinde Ennahda’nın hala İslami ilkelerden ilham aldığını ve söz konusu ilkelerin partinin değerlerinin belirlenmesinde rehberlik rolü oynamaya devam edeceğini vurgulayarak parti ideolojisinin artık siyasal İslamcılıkla tanımlanamayacağı, bunun yerine “Müslüman demokratlar” kavramının kullanılacağını ve seküler ilkeler temelinde siyaset yürütüleceği vurguluyor…

Tunus'ta Ekim 2019 yılında yapılan ve seçime katılımın yüzde 41 olduğu parlamento seçimlerinde Ennahda Hareketi yüzde 17,5 oy oranı ile birinci, Tunus'un Kalbi Partisi ise yüzde 15,6 ile ikinci sırada yer alıyor. Seçimlerin ardından yine koalisyon hükümeti kuruluyor…

Her ne kadar Ennahda Hareketi 2016 yılı Mayıs ayında yapılan 10. Kongresinde siyasal konjonktür gereği parti ideolojisinin artık siyasal İslamcılıkla tanımlanamayacağı ilan etse de İhvancı politikalarından asla vazgeçmiyor…

Tunus Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi'nin Türkiye ziyareti

Şu ayrıntının da gözlerden kaçmaması gerekiyor:


Tunus Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi, 2020 yılı Ocak ayında Türkiye’yi ziyaret ediyor. Gannuşi, Türkiye ziyaretinde kapalı ve özel bir oturumda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşüyor.

Ancak Gannuşi’nin bu Türkiye ziyareti Tunus'ta büyük bir tartışmaya yol açıyor. Bu ziyaret nedeniyle Gannuşi’nin, üyesi olduğu Ulusal Güvenlik Konseyi huzurunda soruşturulması isteniyor… Çünkü Gannuşi bu Türkiye ziyaretini Tunus devletinden resmi bir talimat almadan yapıyor…

Bazı Tunus milletvekilleri, Libya krizinin taraflarından kabul edilen bir devletin başkanıyla görüşmek için Tunus devletinden resmi bir talimat almayan Gannuşi’nin bu hareketini ulusal egemenliğin ihlali olarak niteliyorlar…

Bu milletvekillerinden Munci er-Rahvi, Gannuşi’nin Erdoğan ile yüzlerce Tunuslu gencin gerilim odaklarına yollanması hakkında konuşup konuşmadığını sorguluyor. Ravhi’ye göre, Tunus’ta son dönemde yakalanan silahın kaynağı Türkiye’ydi ve Ankara’nın aşamalı olarak Tunus’a ve bölgeye yönelen ilişkisi ile ilgiliydi ve bu ilişki, bölge güvenliği üzerinde ciddi bir tehdit oluşturuyordu.

Rahvi, bu ziyaretin Tunus'un Libya'daki mevcut kriz hakkında takındığı resmi tarafsız tutumla çeliştiğine değiniyor. Rahvi, aynı zamanda şu ifadeleri kullanıyor: ‘’Müslüman Kardeşler'in merkez karargâhı Erdoğan liderliğindeki Türkiye'dir. Nahda Hareketi ise bu örgütün bir koludur. Bu durum, Tunus ve Tunuslular için tehdit oluşturuyor.”

Ennahda döneminin sonu

Tunus’ta Siyasal İslamcı olarak Ennahta Hareketi iktidara geldiği 2011 yılından beri hükumetler içerisinde yer alarak her siyasal İslamcı hareket gibi izlediği politikalarla ülke refahını artırmak için ekonomik yatırımlara değil ideolojisi doğrultusunda siyasal yatırımlara gidiyor, ülkede rüşvet ve yolsuzlukları kurumsallaştırıyor, ülkeyi ve ekonomiyi bir kriz içerisine sokuyor, ülkede sosyal kutuplaşmayı derinleştiriyor, kurucu Burgiba’nın ulus devlet anlayışını tahrip ediyor... Bunların sonucu olarak da ülkede siyaset kurumu iflas ediyor…  

Ülke içindeki bu gelişmelerin dışında Arap dünyasında da İhvancı politikaların sonuna geliniyor. İhvan, Mısır’da, Suriye’de kaybediyor. Son olarak İhvan’a yakınlığı ile bilenen Libya’daki Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanı Serrac’ın görevi sona ererek 10 Mart 2021 tarihinde Libya’da Ulusal Birlik Hükümeti kuruluyor.

Hem BM hem AB hem de yeni kurulan Libya Ulusal Birlik Hükümeti Libya’daki yabancı askerî güçlerin ve paralı askerlerin Libya’dan ayrılmalarını istiyor.. Libya’da paralı asker olarak çok sayıda radikal cihatçı İslami örgütlerin varlığı biliniyor… Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi'nin de İhvan hareketine sempatisi biliniyor. Muhtemel ki Cumhurbaşkanı Kays Said, komşu ülkede bulunan bu radikal cihatçı İslami örgütlerin Tunus’ta İhvancı Ennahta ile ilişkiye girmesinden ve bu örgütlerin Tunus'a gelmelerinden, getirilmelerinden çekiniyor…

Bütün bunlardan dolayı Cumhurbaşkanı Kays Said’ın yazımın girişinde verdiğim kararları alıyor ve bu kararlar Ennahda Hareketini Tunus’ta toplumsal huzursuzluğun nedeni olarak gören Tunus halkının büyük çoğunluğu tarafından destekleniyor…

Türkiye'de, Başbakan Davutoğlu, Başbakanlıktan ve AKP Genel Başkanlığından istifaya ettirildiğinde (Mayıs 2016) ve OHAL şartlarında, mühürsüz oylarla 2017 Anayasa referandumu ile TBMM işlevsiz hale getirildiğinde ‘’ileri demokrasi’’ diye alkışlayanlar, o zaman sus pus olanlar, Tunus’ta Cumhurbaşkanı anayasanın kendisine verdiği yetki ile başbakanı görevden alıp meclisi kapattığında ‘’darbe’’ çığırtkanlığı yapıyorlar…  Burada en ironi içeren durum ise kendisi başbakanlıktan istifaya zorlandığında gıkı çıkmayan Davutoğlu’nun Tunus’ta başbakanın Cumhurbaşkanı tarafından anayasal yetkileri içeresinde görevden alınmasına feveran ederek ‘’darbe’’ diye suçlaması oluyor…


Sonuçta Cumhurbaşkanı Kays Said, Tunus anayasasının kendisine verdiği yetkiyi kullanıyor… Türkiye’de ise her siyasi oluşum kendi meşrebine göre Cumhurbaşkanı Kays Said’in bu kararlarını değerlendiriyor…

Arz ederim…

Osman AYDOĞAN



Yorumlar - Yorum Yaz