• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam1132
Toplam Ziyaret3103641

Tarihin Sarkacı

Tarihin Sarkacı

Mukaddime, İbn-i Haldun'un en ünlü eseridir. (Dergah Yayınları, 2013) İbn-i Haldun, Mukaddime’de şöyle bir tez ortaya atar: (Mukaddime aslında bir önsözdür, İbn-i Haldun’un 7 ciltlik tarih kitabı ‘’Kitâb’ul İber’’in önsözüdür.)

Devletler de tıpkı insanlar gibi doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler. İslam coğrafyasında kurulan devletler ortalama 120 yıl yaşarlar. Bir devlet kurulduğunda, şehirleşmiş medeni unsurlar yönetir, onun dışındaki bedeviler devlete karşıdır. Şehirleşenler zamanla mücadele etmeyi bırakır ve bedevilere yenilirler. Devlet yönetimine gelen bedeviler zamanla medenileşir, onların dışında yeni bedevi gruplar oluşur. Sonra yönetime yeniler gelir. Bu döngü her 20-25 yılda bir tekrarlanır. En çok 4 ya da 5 kez sürer, devamında devlet çöker.

İbn-i Haldun bu süreci teorik kavramlarla bir sistem oluşturduğu tarihselci devlet kuramında detaylı şekilde anlatır ve devleti kuruluştan çöküş aşamasına kadar beş safhada inceler ve son safhasını da; sefahat, israf ve çöküş safhası olarak niteler. 

Benzer şekilde Thomas Hobbes de ünlü eseri Leviathan’da (Yapı Kredi Yayınları, 1993) şöyle der:

‘’Yönetim ilkeleri zaman içinde değişebilir, hükumetler değişebilir, bakanlar değişebilir, insanların karakterini değiştiren gelişmeler olabilir, insanların tutkuları, düşünceleri, yaşları, sağlıkları değişebilir, egemenleri ve bakanları hep değişebilir. Bir yönetim bu değişimlerle, kimi zaman gururlu ve güçlü, kimi zaman ise zayıf, bazen aydınların, bazen ise cahillerin elinde olabilir; bir yükselir, bir alçalır, yeniden yükselir, baş aşağı gider ve bütün bu düzensiz git-gellerden sonra atılım gücünü kaybeder, duraklar, sonunda da dağılır ve biter.’’

Gelin isterseniz Osmanlıyı, Cumhuriyeti, 1950, 1960, 1971, 1980, 2002 ve 2015 yıllarını tarihin bu diyalektik sarkacı içerisinde düşünelim. 

Dalgalanan bir denizde dalganın üstünde veya altında olmanın, savrulan bu sarkacın sağında veya solunda olmanın hiçbir önemi ve değeri yoktur. Çünkü Tarihin sarkacı, geçmişte hiç olmadığı kadar insafsızca karanlığa doğru savrulmaktadır…

Zaten haber verirdi geleceği İbn-i Haldun bahsi geçen Mukaddime’sinde: “Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer.”

Osman AYDOĞAN


Yorumlar - Yorum Yaz