• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam176
Toplam Ziyaret2912207

Muharrem Ayı


Muharrem Ayı


30 Temmuz 2023

Muharrem Ayı’nın İslam tarihinde belli başlı üç önemli özelliği bulunuyor: Birincisi; bu ay Hicrî Takvim başlıyor. İkincisi; Hz. Peygamberin torunu Hz. Hüseyin ve evladı Kerbelâ'da bu ay şehit ediliyor. Üçüncüsü de bu ay Muharrem orucu tutuluyor…

Hicri Yılbaşı

Bu sene Muharrem ayının 1. günü 19 Temmuz 2023 Çarşamba günü başladı, 16 Ağustos 2023 Cuma günü de sona eriyor. 17 Ağustos 2023 Cumartesi günü de Safer ayı başlıyor…


Muharrem ayı başlangıcı ile beraber, aynı zamanda Hz. Peygamber'in Mekke’den Medine’ye hicretinin 1445‘inci yılına giriliyor. Muharrem ayı başlangıcı, Hz. Ömer zamanında takvim başlangıcı kabul ediliyor ve 1 Muharrem Hicri yılbaşı oluyor. (Hz. Peygamber zamanında hicret, yılbaşı ilan edilmiyor.) 

Kerbelâ ve Hz. Hüseyin’in katledilmesi

Kerbelâ olayı aynı kabile içinde aynı soydan gelen iki ailenin; Haşim ve Umeyye (Emevi) ailelerinin çok eskilere giden rekabetine dayanıyor. Bu rekabet daha sonraları peygamberliğin Haşim’in torununa (Hz. Muhammed) gelmesinden sonra Emevi soyu tarafından düşmanlığa dönüştürülüyor. Ebu Sufyan, Hz. Muhammed ile, Ebu Sufyan’ın oğlu Muaviye, Hz. Ali ile, Muaviye’nin oğlu Yezid ise Hz. Hüseyin ile uğraşıyor ve savaşıyor. Muaviye, Hz. Ali’ye karşı her türlü hileyi yapıyor (Sıffin Savaşı), Yezid, Hz. Hasan’ı zehirleterek öldürtüyor ve geriye iktidarına engel olarak sadece Hz. Hüseyin kalıyor.


Yezid’e biat etmeyip Mekke’ye giden Hz. Hüseyin’i Küfe’liler kendisini halife ilan edeceklerini söyleyip Küfe’ye çağırıyorlar. Bu çağrı üzerine Küfe’ye doğru yola çıkan Hz. Hüseyin bugün Irak sınırları içerisinde bulunan Kerbelâ’ şehrine geliyor.

Yezid'in 30 bin kişilik ordusu  01 Muharrem günü Kerbelâ’da Hz. Hüseyin'in etrafını sarıyor. Hz. Hüseyin’e Yezid’e biat etmesini teklif ediyorlar. Hz. Hüseyin teklifi kabul etmiyor. Muharrem ayının 7'inci günü Yezid’in Komutanı Ömer bin Sa'd çemberi daraltıyor ve kampın suyollarını kesiyor. Muharrem ayının 9'uncu günü kampın su kaynakları tükeniyor.

Tam 1343 yıl önce, Muharrem Ayı’nın 10. günü (10 Muharrem 61) (10 Ekim 680) Hz. Hüseyin ve beraberindeki 72 kişi Yezid’in orduları tarafından katlediliyor…

Na't, mersiye ve hicivleriyle tanınan Osmanlı şairi Kâzım Paşa (Mûsa Kâzım) (1821- 1890) Hz. Hüseyin’in şehadetini şöyle anlatıyor:

‘’Düştü Hüseyin atından
sahrayı Kerbelâ’ya
Cibril var haber ver
Sultan-ı Enbiyaya’’

Yezid’in komutanlarından Şimr, katledilen Hz. Hüseyin’in başını keserek bir tepsi içerisinde Şam’a götürüp Şam’daki sarayında Yezid’e sunuyor. Daha sonra Hz. Hüseyin’in kesik başı Şam sokaklarında gezdiriliyor.

Genellikle bütün kaynaklarda basitçe böyle geçse de Kerbelâ’da şehit edilenler 72 kişi olmuyor... Bu 72 kişiden 14'ü daha önce şehit ediliyor. Örneğin Hz. Hüseyin, amcası Akıyl oğlu Müslim’i önceden ‘’Durumu yerinde görmesi'' için Küfe’ye gönderiyor. Müslim, orada Yezid’in askerleri tarafından tespit edilip katlediliyor. Ayrıca Müslim’in 6 ve 7 yaşlarında (bazılarına göre ise 7 ve 8 yaşlarında) olan çocukları da Küfe’de tespit edilerek katlediliyor. Hz. Hüseyin’in en küçüğü 6 aylık Ali Asgar isimli bebek olan iki oğlu da Kerbelâ dışında katlediliyor. Kerbelâ dışında bu şekilde katledilen toplam 14 kişi de Kerbelâ şehitleri içinde sayılıyor. Bu 14 şehide de ''14 Masum’u Pak'' adı veriliyor.

Ayrıca Kerbelâ vakası sonrası çıplak vaziyette develere bindirilerek Yezid’e götürülen Ehli Beyt ailesinden Hz. Hüseyin’in bekâr ve yetişkin olan kızı Sakine ise üzüntüsünden Küfe’de vefat ediyor. Bu kız da Kerbelâ şehitleri içinde sayılan tek kadın oluyor… Ayrıca, Şia inancının çeşitli kesimleri tarafından, Şam'da Yezid'e karşı çok etkili bir konuşma yaptıktan sonra orada muhtemelen eceli ile aniden vefat eden Hz. Hüseyin'in kız kardeşi Hz. Zeynep de Kerbelâ şehitleri içinde sayılıyor. 

Bu 72 Kerbela şehidi içinde Yezid’in ordusunda komutan sıfatında görev yapan ancak Hz. Hüseyin safına katılan Hür isimli bir komutan ve iki oğlu da bulunuyor… Dolayısıyla Yezid ordusu içinden de üç kişi Kerbelâ şehitleri içinde sayılıyor…

Kerbelâ vakasında şehit edilenlerin Ehli Beyt hanesinden olanlar pek çok kaynağa göre toplam 17 kişi olarak biliniyor. Diğerleri ise Hz. Hüseyin’in yakınları ve onu yalnız bırakmayanlar olarak biliniyor…  

Muharrem orucu ve Muharrem yası / mâtemi

Hz. Hüseyin’in kuşatıldığı gün ve katledildiği gün arası Muharrem orucu tutuluyor. Muharrem orucu aslında bir yas orucu oluyor. Muharrem orucu, Kerbelâ’ya yakılan bir ağıt oluyor…

Muharrem yasının süresi bölgelere göre farklılık gösteriyor. 10 günlük matem oruçları (susuzluk orucu) bazı bölgelerde 12 gün olarak tutuluyor. Bazı bölgelerde ise Muharrem ayı öncesi üç gün ‘’Masum Paklar’’ için, bir gün de Fatma Ana ismine atfen oruç tutuluyor. Ancak yas sonrası 10 veya 12 gün sonra Aşure pişirilmesi ile yas sona ermiyor. Hz. Hüseyin kafilesinin Mekke’den Kerbelâ, Küfe, Şam ve tekrar Mekke yolculukları 40 gün sürdüğünden bu süre de yas dahilinde kabul ediliyor. Eskiler bu zaman dilimi içinde düğün, nişan, eğlence yapmıyor. Bektaşiler gibi bu yasa halen devam eden kesimler bulunuyor…

Muharrem yası da Ali taraftarları olan Şia içinde farklı farklı tutuluyor. Muharrem yası, Türklerde (Alevi / Bektaşilerde) başka, Caferi’lerde başka, Şii’lerde başka, İsmaili’lerde daha başka, Zeydi ve benzeri diğer Şia kollarında başka başka tutuluyor… Örneğin Şii’ler Anadolu Alevi Bektaşileri gibi oruç değil, kendini kırbaçlama ve kanatarak bu yası tutuyorlar…  

Matem süresince bıçağa ve kesici aletlere el sürülmez, kurban kesilmez ve et yenmez. Matem boyunca hiçbir canlıya eziyet edilmez. Kimsenin kalbini kırmamak, kimseyi incitmemek ve dedikodu yapmamak mâtem orucunun temel ilkesi oluyor…

Aşure

“Aşûra” Arapça’da onuncu gün anlamına geliyor… Bu yıl, 28 Temmuz 2023 Cuma günü, Muharrem ayının 10 günü idi. Bu gün aynı zamanda aşure günü oluyor… Aşure, haşlanmış buğday tanelerinden yapılan bir tatlı olarak biliniyor. Aşure tarifi içinde hiçbir hayvansal ürün içermiyor. Kerbela Savaşı'nda Hz. Hüseyin'in öldürüldüğü günde aşure pişirilmesi ile aşurenin hiçbir hayvansal ürün içermemesi arasında bir bağlantı bulunuyor ve aşure ile, şiddetin her türlüsünün genel olarak protesto edildiği ifade ediliyor. 

Kerbelâ’dan sonra İslam

Kerbelâ’dan sonra Emeviler, İslam’ı Emevi Arap kültürüne büründürüyor. Kerbelâ’dan sonra Emevi Arap kültürü Müslümanlara din olarak sunuluyor. Yezid; Müslümanlar Kerbelâ’yı anmasın, hatırlamasın, oradaki haksızlığı, hukuksuzluğu, adaletsizliği, Emevilerin kisrâ yaşantısını, şatafatını, lüksünü ve ihanetinin sorgulamasın diye Müslümanları İslam’dan uzaklaştırıyor… Müslümanlar Emevîleri ve yaptıklarını düşünmesinler, sorgulamasınlar diye Kur’an’da şart olarak yazmayan namaz, oruç, haç, zekât ve kelime-i şehadet Müslümanlara İslam’ın şartı olarak sunuluyor Kur’an’da en çok geçen ‘’adalet’’, ‘’emanet’’, ‘’ehliyet’’, ‘’meşveret’’ ve ‘’maslahat’ yerine… Ve o günden sonra İslam dünyası bir daha Emevi Arap kültüründen kurtulamıyor… Ve o günden sonra İslam dünyası İslam’sız bir Müslümanlık yaşıyor…

Bundan dolayı şiirlerinde ‘’Şehriyar’’ mahlasını kullanan, kısaca Muhammed Hüseyin Şehriyar olarak tanınan Azeri Türkü şair, İslam’ın binlerce yıllık kaderini ‘’Heyder Baba’ya Selam’’ şiirinde şu iki dizede özetliyor:

‘’Behiştimiz cehennem olmakdadır, 
Zilheccemiz meherrem olmakdadır.’’

‘’Behişt’’, Azerice cennet anlamına geliyor. Zilhicce ile de Muharrem ayındaki matem ve sevinç günlerine atıf yapılıyor. İmam Hüseyin’in şehadeti (sonsuz matem) Muharrem ayında vuku buluyor. Büyük usta Şehriyar’ın, Zilhicce aynının Muharrem olmasından kastı, normalde güzel olması gereken günlerin hep matem havası içinde geçmesinden kaynaklanıyor. O günden sonra zaten hep öyle oluyor… Normalde güzel olması gereken günlerimiz hep matem havası içinde geçiyor… Behiştimiz hep cehennem oluyor…

Yezid ile Hz. Hüseyin arasındaki mücadele neyin mücadelesidir?

Sanılanın aksine Yezid ile Hz. Hüseyin arasındaki mücadele bir “iktidar mücadelesi” olarak yapılmıyor. Kerbelâ, İslam’ı; bir egemenlik, yayılma, güç, iktidar ve zenginlik vasıtası yapan ve İslam’ı; Arap bedevî kültürü haline getiren Emevilerin zulmüne, diktatörlüğüne ve kötülüğüne karşı Hz. Hüseyin’in biat etmeyişi, direnişi, karşı duruşu ve dik duruşu oluyor…

Hz. Hüseyin, Yezid’e biat etmesi gerektiğini söyleyen Yezid’in komutanlarından Ömer bin Sa'd’e, hak, adalet, iyilik ve doğruluk değerleri için evrensel yaşama duruşunu ve zulme karşı direnen bütün mazlumların ilham kaynağı ve manevi gücünü ifade eden şu sözünü söylüyor:

“...Nedir ki biat etmek? Eğilirsin olur biter. Her isteyen istediğine boyun eğdirirse, boyun eğmeyenlerin hali nice olur? Sanılmasın ki boyun eğmemek bir kibir işidir. Ben de boyun eğerim. Ama bilirim ki, Yezid’in önünde eğilirsem eğer, zalimlik azalmaz, çoğalır. Bana ‘inat etme’ dersiniz. Peki, Yezid biat etmem için neden bu kadar inat etmektedir? Çünkü o güçlüdür. Gücünü de senin gibi kumandanların ordularından almaktadır. Sanılmasın ki kibrimden dolayı boyun eğmiyorum Yezid’e. Ben, benden sonra gelecekleri düşünerek, bir insanın ne kadar güçlü olursa olsun, yine de gücünü kıracak birilerinin şu dünyada var olabileceğini göstermek istiyorum.”

Sonra, sonra Yezid’in ordusuna döner ve “Düşünün!” diye seslenir Hz. Hüseyin; “Düşünün! Ben neden buradayım?” 

Hz. Hüseyin’in verdiği mesaj, halen günümüzde de geçerliliği koruyor. Ancak günümüzün Yezid’leri Hz. Hüseyin’in hak ve hukuk mücadelesinin bu evrensel mesajını bir türlü anlayamıyor…

İngiliz yazar ve sanat eleştirmeni John Berger’in bir sözü bulunuyor. Diyor ki Berger; ‘’Galiplerin devri her zaman kısadır; mağlupların ise anlatılamayacak kadar uzun.'' O zaman Yezid, kendisini galip zannediyordu. Ancak bugün Yezid, lanetle, Hz. Hüseyin ise dualarla anılıyor…

Kerbelâ, günümüzde evrensel bir hak ve hukuk direnişinin bir sembolü oluyor…

Osman AYDOĞAN

 


Yorumlar - Yorum Yaz