• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi9
Bugün Toplam842
Toplam Ziyaret3099514

Carmina Burana


Carmina Burana

10 Ocak 2016

Güzellik yarışması finallerinin, mezuniyet törenlerinin ve en çok da korku filmlerinin vazgeçilmez müziğidir ‘’Carmina Burana’’. Bu müziğin bağlantısını vermeden önce her zaman olduğu gibi sizlere bu müziğin kısaca hikâyesini anlatmak istiyorum... 

Almanya'nın Bayern eyaletinde, Münih şehrinin güneyindeki Benediktin manastırında bulunan el yazmaları üzerine bestelenmiş bir şarkılar bütünü vardır. Saray Devlet kütüphanesinde çalışan bilgin ve kütüphaneci Johann Andreas Schmeller, bu şarkıların tamamına ‘’Benediktbeuren'den şarkılar’’ anlamına gelen ‘’Carmina Burana’’ adını verir ve 1847 yılında bu el yazmalarını ilk kez kitap haline getirir. 

Bu şekilde ortaya çıkan ‘’Carmina Burana’’ kitabı, çoğu bölümleri Ortaçağ Latincesi ve bazı bölümleri de Ortaçağ Almancası kullanılarak yazılan, 13. yüzyılın Almanya’sının kültürel ve sosyal yaşamını yansıtan toplam 318 şiirden oluşan Ortaçağın en büyük ve en tanınmış bir edebi eseri haline gelir. Bu el yazmaları halen Bavyera Devlet kütüphanesinde muhafaza edilmektedir...

‘’Carmina Burana’’ kitabı aslında ulus bilincine övgü olarak yazılmıştır. Ritmik ve metrik yapıya sahip olan bu şarkılar içerik bakımından da bölümlere ayrılır. Düzenli biçimde değişen insan yaşamını yansıtan ve insanların ibret alması amacıyla yazılan şiirlerden oluşan eserin ilk bölümünde; insanın alınyazısı anlatılır. Ardından bahar anlatılır; uyanma, oynaşma, coşma ve ilk aşk. Bu bölümde ana fikir erkek ve kadının birbirlerine olan arzusudur. Eserin ilerleyen bölümlerinde kadın ve erkek yaratılışları, yaşlılığın ve ölümün kaçınılmazlığı anlatılır. Son bölüm ise kadınlar hakkındadır; daha yumuşak olan doğaları, kendi tutkularıyla olan savaşları ve kendilerini coşkunluğa ve doruğa ulaştıracak olan fiziksel aşkı kabul edişleri anlatılır.

İlk çağların ilkel müziğini ortaçağın mistik müzikleriyle birleştiren Alman müzisyen Carl Orff (1895-1982) ise 1937'de Ortaçağ şiirlerinin yer aldığı bu el yazmasına dayanarak ‘’Carmina Burana’’ başlıklı oratoryoyu besteler. Eski çağların müziğini günümüz müziği ile birleştiren Carl Orff ‘’Carmina Burana'’da orkestrayı insan sesini desteklemek amacıyla kullanır. ‘’Carmina Burana’’ ilk olarak 8 Haziran 1937 yılında Frankfurt'ta seslendirilir.

Carl Orff, ‘’Carmina Burana’’yı besteledikten sonra yayıncısına; "Daha önce yazdığım bütün eserlerimi yırt. 'Carmina Burana' benim seçkin eserlerimin bir başlangıcı oldu" diye yazar…

Carl Orff, ‘’Carmina Burana’’nın ardından Yunan tiyatrosuyla Ortaçağ gizem oyunlarından esinlenen iki operayı daha müziğe döker. Bunlar ‘’Carmina Burana’’ ile birlikte üçlü oluşturan ‘’Catulli Carmina’’ (Catallus'un şarkıları) ve ‘’Trionfo di Afrodite’’ (Afrodit'in zaferi) dir. Carl Orff, ‘’Catulli Carmina'’da ünlü Romalı şair Catallus'un kendi hayatını anlatmaktadır… Bu eser müstehcen Latince metinlere dayanır.

Carl Orf'un Trionfo di Afrodite, Carmina Burana ve Catulli Carmina adlı eserlerini birleştirerek oluşturduğu ''Tironfi Üçlemesi'' başta Almanya olmak üzere pek çok ülkede en çok seslendirilen eseri olur.

Yüzüklerin efendisi filminde Black Riders'a eşlik eden koro Carmina Burana'dan esintiler taşır. Müzik grubu Enigma’nın ''Pure Moods III'' albümündeki ''Gravity of Love'' şarkısında Carmina Burana’nın Fortuna bölümünü yorumlanır. ‘’Senfonik Metal’’ muziğinin en bilinen isimlerinden Therion'i, zirveye çıkartan ''Deggial'' albümünde de Carmina Burana yorumlanır.  


Carl Orff'un hayatından bir başka bölümü de atlamadan geçmemek gerekir. 1930'lu yıllar bir başka Alman'ı da tarih sahnesine çıkarmıştır. Nasyonal sosyalizmi savunan Hitler'e göre ülkede her şey Alman olmak zorundaydı, hatta müzik bile. Hitler uzun bir süre Almanya'nın ve Alman vatandaşlarının gözünde bir simge olur. Buna Carl Orff da dâhildir. Bu hayranlığın asker kökenli bir aileden gelmesine mi yoksa duyulan hayranlığın karşılıklı olmasından mı kaynaklandığı bilinmiyor. Bilinen gerçek Hitler'in severek dinlediği bestecilerden birinin Richard Wagner, diğerinin de Carl Orff olduğudur. 

Carl Orff'un güçlü ve dramatik yapıtı ‘’Carmina Burana’'sız bir klasik müzik arşivinin oluşu düşünülemez. Opera deyince ilk akla gelenlerin başındadır “Carmina Burana”. Tabii bunun yanında Mozart’ın “Figaro’nun Düğünü”, Rossini’nin “Giyom Tell”, Bizet’nin “Carmen” ve Verdi’nin “Aida” gibi operalarını da saymamız gerekmektedir.

Güzellik yarışması finallerinin, mezuniyet törenlerinin ve birçok korku filminin vazgeçilmez müziği olan ve severek dinlediğimiz ‘’Carmina Burana’’ işte özetle budur.

Aşağıda verdiğim birinci bağlantıdaki parça “Carmina Burana”nın dinleyeni fazlasıyla heyecanlandıran, tüyleri diken diken eden, bir o kadar da duygulandıran ‘’O Fortuna’’ bölümü, bir saat on bir dakikalık tüm eserin üç buçuk dakikalık en zirve kısmıdır. Zaten eser de ''O Fortuna'' ile başlar ve ''O Fortuna'' ile biter. İkinci bağlantıda ise işte bu bir saat on bir dakikalık eserin tamamı vardır meraklıları için.  

Yazımda ‘’Carmina Burana’’ aslında ulus bilincine övgü olarak yazılmıştır diye ifade etmiştim ya… Müziği görseli ile beraber dinledikten sonra görün müziğin insanları birleştirici bir nasıl duygu yarattığını!

Bugün Pazar… Bırakın gamı, kederi, kasveti... Bağlantısını verdiğim güzellik yarışması finallerinin, mezuniyet törenlerinin ve birçok korku filminin vazgeçilmez müziği olan ‘’Carmina Burana’’yı dinleyin…  Hem de yüksek sesle dinleyin! Görselini de tam ekran yaparak izleyin! 

Sizlere güzel mi güzel, pırıl pırıl, mutlu bir Pazar diliyorum…

Osman AYDOĞAN

Andre Rieu orkestrası eşliğinde ‘’Carmina Burana’’’nın ‘’O Fortuna’’ bölümü:

https://www.youtube.com/watch?v=4QPU1VpPn2s

Bir saat on bir dakikalık ‘’Carmina Burana’’: (Bu bölümün tamamını dinlemeseniz de en azından başındaki üç dakikalık ''O Fortuna'' bölümünü dinlemenizi isterim.)
https://www.youtube.com/watch?v=QEllLECo4OM


’Carmina Burana’’’nın ‘’O Fortuna’’ bölümünün Türkçesi:

Ey talih,

ay gibi
değişkensin,
hep büyüyen
ve küçülen;
menfur hayat
önce zulmeder
sonra teselli eder,
zihnin görüşüne göre;
fakirlik
ve kudreti
buz gibi eritir.
Talih, canavar
ve boş,
sen çark-ı felek,
sen kötüsün,
servet geçicidir
ve daima kaybolur,
gölgeli
örtülü
bana da zarar veriyorsun;
şimdi oyun süresince
çıplak sırtımı
senin kötülüğüne teslim ediyorum.

Talih, sağlıkta

ve erdemde,
bana karşıdır,
güdülen
ve sindirilen,
daima esarette.
O halde şu saatte
gecikmeksizin
titreyen tellere vurun;
mademki kader
güçlü kimseyi yere çalıyor,
herkes benimle birlikte ağlasın

 


Yorumlar - Yorum Yaz