• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam288
Toplam Ziyaret2920859

OYAK hakkında (3)


OYAK hakkında (3)


03 Mayıs 2023

Üç yıldan beri her OYAK (Ordu Yardımlaşma Kurumu) Olağan Genel Kurul toplantısından sonra OYAK hakkında bir değerlendirme yazısı yazıyorum. Bu yıl da OYAK 63. Olağan Genel Kurulu, çalışmasını 29 Nisan 2023 tarihinde tamamlıyor. Bana da OYAK hakkındaki bu üçüncü değerlendirme yazımı yazmak kalıyor.

OYAK 63. Olağan Genel Kurulu, çalışmasını 29 Nisan 2023 tarihinde tamamlayarak 2022 yılı nema oranı %90,1 olarak açıklıyor. Bu oran OYAK tarihinde en yüksek nema oranı oluyor. Salgın tedbirleri ve kısıtlamaları, Rusya – Ukrayna savaşının olumsuz etkileri ve Türkiye ve dünya ekonomisinde yaşanan sıkıntılarla geçirilen 2022 yılı için açıklanan bu nema oranı çok çok üst düzeyde ve anlamlı bir rakamı ifade ediyor.

OYAK, her zaman kamuoyunun ilgisini çekiyor. Böyle olunca da nema oranını değerlendirmeden önce OYAK’ı kısaca tanıtmam gerekiyor. OYAK’ı bu şekilde tanıtmadan doğrudan nema oranı üzerinde konuşmak bir anlam ifade etmiyor.

Ancak benim yazılarım ‘’tarih’’siz ve kısa olmuyor.  Dolayısıyla OYAK’a gelmeden önce kısa bir tarih turu yapmam gerekiyor. OYAK’a merakınız ve ilginiz varsa bu yazımı kaçırmamanız gerekiyor!...

Bir başka tarih

Tarih deyince varsa yoksa harplerin, savaşların tarihi aklımıza geliyor. Falan padişah, falan padişaha savaş ilan ediyor. Savaş da şöyle böyle yapılıyor. Sonunda da şu veya bu padişah kazanıyor. Hadi biraz ötesi siyasi tarih. Hepsi bu oluyor. Bu ise gerçek bir tarih bilimi olmuyor…

Ekonomik ve Sosyal Tarih

Benim çok geç keşfettiğim Fransız tarihçi Fernand Braudel (1902– 1985) tarihi böyle anlamıyor. Braudel’e göre sosyal ve tarihi değişim sürecinin bütünlüğünü yakalayabilmek tarihçinin görevi oluyor. Braudel’e göre tarih; hızlı değişenden (olay) çok yavaş değişeni (olgu) araştıran bir bilim dalı oluyor. Braudel’e göre bilim de ekonomi ve sosyal gelişmeyle ilerliyor. Braudel’in bu görüşleri; bizden Halil İnalcık, Fuad Köprülü, Ömer Lütfi Barkan gibi Türk tarihçilerini de etkiliyor. Bu sayede ülkemizde geleneksel siyasi tarihten “ekonomik ve sosyal tarih”e geçiş Ömer Lülfi Barkan’la başlıyor, Halil İnalcık’la devam ediyor. İşte tam da bu nedenle Halil İnalcık, Braudel gibi düşünerek “Osmanlı, Avrupa ekonomisinin merkantilizme geçişini anlayamadı” diye yazıyor… (Merkantilizm yani ticaret devrimi, sermaye birikimi...) Çünkü Braudel, daha 1700’lü yıllarda İngiltere’de “Artık hiç kimse kasalarda para tutmamakta, cimriler bile varlığını (piyasada) dolaştırmakta” diye yazıyor. (Brauddel, ‘’Maddi Medeniyet ve Kapitalizm, 1400 - 1800’’, İz yayıncılık, 1996)

Merkantilizm, varlık, servet ve sermaye

Doğu Roma geleneğini devam ettirerek ekonomisini fetih - ganimet - vergi esasına dayandıran Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa ekonomisinin merkantilizme geçişini bir türlü anlayamıyor. Osmanlı İmparatorluğu bunu anlayamıyor da Atatürk’ten sonra Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler ve vatandaşları anlayabiliyor mu? Ne yazık ki onlar da anlayamıyor…

Günümüzde üniversitelerin ekonomi bölümü birinci sınıfında anlatılan ‘’servet’’ ve ‘’sermaye’’ farkını hala hem Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenler hem de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları anlayamıyor. Hala Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ikinci ev, araba, arsa, altın ve döviz almayı (servet sahibi olmayı) yatırım zannediyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları tarafından hala ''sermaye''nin ne demek olduğu anlaşılmıyor.  Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler de bu durumu anlayamıyorlar ve onlar da sadece ve sadece bu durumu seyrediyor…

Batı ülkelerinde para ve vergi politikalarıyla halkın ‘’servet’’ sahibi olması değil ‘’sermaye’’ sahibi olması teşvik ediliyor. Batı’da eğer bir eviniz varsa sizden çok düşük emlak vergisi alınırken müteakip evlerden de artan bir şekilde çok yüksek oranda emlak vergisi ve kira gelirinden de çok yüksek oranda gelir vergisi alınıyor.  Servete (ev, arsa vb.) konan veraset ve intikal vergisi ise o kadar yüksek ki neredeyse devlet servetin yarısına el koyuyor. Böyle olanca halk servetini hisse senedi olarak borsada (sermayede) değerlendiriyor. Çünkü sermayeden alınan vergi servetten alındığı gibi yüksek oranda olmuyor. Böyle olunca da Batılı şirketler çok güçlü bir sermaye yapısına sahip oluyor. Bizde ise milli servet, hala sermayeye dönüşemeden, güney ve batı sahillerinde yazlık ev diye veya büyük şehirlerde ikinci, üçüncü ev diye beton olarak toprağa gömülüyor…

Keşke ülkede onlarca Koç, onlarca Sabancı ve onlarca Eczacıbaşı olsaydı. Bu aileler 80-90 yıldır üretim yapıyor, istihdam yaratıyor, vergi veriyor, sosyal sorumluluk alanında, toplum, eğitim ve kültür alanlarında yatırım yapıyor, hizmet veriyorlar. Türkiye ekonomisinin lokomotifini bu aileler oluşturuyor. Eğer bu aileler zenginseler bu zenginliklerini 80-90 yıldır yaptıkları üretime ve bu üretimle oluşturdukları sermayeye borçlu oluyor…

Bir de günümüzün sonradan görme zenginlerine bakın. Bu zenginlerin, üretime dayanmayan zenginlikleri aslında hırsızlıklarından kaynaklanıyor… Çünkü üretime dayanmayan her zenginlik, halkın varlığından çalınan bir hırsızlık oluyor...

Uzuuun bir giriş oldu ama OYAK'ı anlamak için ihtiyaç vardı. Çünkü OYAK, ‘’servet’’ değil, çalışarak, üreterek ‘’sermaye’’ yaratıyor.

Şimdi gelelim OYAK’a…

OYAK

OYAK, 1 Mart 1961 tarih ve 205 sayılı Kanun ile kuruluyor. OYAK, bu kanun çerçevesinde özel hukuk hükümlerine bağlı, TSK mensuplarının bir yardımlaşma ve emeklilik fonu oluyor. OYAK’ın kaynağı, üyelerinden her ay düzenli olarak maaşlarından %10 oranında kesilen aidatlarla birlikte iştiraklerinden gelen kârlardan oluşuyor. Aslında OYAK, günümüzde ülkemizde yerleştirilmeye çalışılan BES’in, İLKSAN (İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı) ve POLSAN (Polis Bakım ve Yardım Sandığı) ile beraber erken dönem bir örneği oluyor…

OYAK, üyelerinden yaptığı kesintileri (tasarruflarını) sermayeye ve üretime dönüştürerek KOÇ Grubu gibi Sabancı Holding gibi, Eczacıbaşı gibi yatırımlar yaparak, fabrikalar kurarak, katma değer yaratarak, artı değer yaratarak günümüzde büyük bir ekonomik kuruluş haline geliyor. Bugün için OYAK, üretim yapan, istihdam sağlayan, vergi veren, fabrikaları, şirketleri, ortaklıkları ve sosyal sorumluluk projeleri olan bir emeklilik fonu olarak bulunuyor…

OYAK'ın yönetiminde sivil yöneticiler ile birlikte muvazzaf askerler de bulunuyor.

Bu noktada bir yanlış inanışı ve bir yanlış bilgiyi de düzeltmem gerekiyor. OYAK’ın, 1 Mart 1961 tarih ve 205 sayılı Kanun ile kurulmuş olması sanki OYAK fikrinin 27 Mayıs 1960 İhtilalinden sonra ortaya çıktığı gibi bir yanlış inanış yaratıyor. Ancak OYAK Kanunu ile ilgili çalışma TBMM’nde 1957 yılında başlıyor. Çalışmalar tamamlanmak üzere olduğu sırada araya 1960 olayları giriyor ve kanunun yasallaşması 1961 yılında oluyor…

OYAK’ın asıl hedef kitlesi

OYAK, esas olarak muvazzaf askerlerin gelecekteki refah seviyesini ve yaşam kalitesini korumayı hedefliyor. OYAK, göreve yeni başlayan ve zor koşullarda görevlerini sürdüren genç subay, astsubay ve uzmanların birikimlerini değerlendirerek, emekli olduklarında hayat standartlarını koruyacakları, yaşam kalitelerini artıracakları bir fon yaratmayı ve böylece üyelerinin zor koşullarda görev yaparken gelecek kaygısı taşımamalarını sağlamayı hedefliyor… OYAK’ın asıl hedefi ve gayesi bu düşünce oluyor.

OYAK, OYAK kanunun kendisine verdiği bu hedef doğrultusunda, bu yıl göreve başlayacak bir üyesinin otuz, kırk yıl sonraki birikimlerinin karşılığını verebilmek için kârının bir kısmın yatırım için ayırmak ancak geri kalanını nema olarak dağıtmak zorunda bulunuyor. İşte bu nedenle OYAK, kârının tamamını Emekli Maaş Sistemi (EMS)’ne tabii üyelerin dağıtamıyor… Serbest piyasa koşullarında faaliyet göstermek akıntıya karşı yüzmeye benziyor. Serbest piyasada yatırım yapmayan şirketler geriye doğru gidiyor…

Yine bu nedenle OYAK, yatırımlarını kısa vadede kâr getirip saman alevi gibi parlayıp sönen yatırımlara değil de uzun vadede kâr sağlayan sürdürülebilir ve geleceği olan alanlarda yatırımlara yöneltiyor.

EMS: Emekli Maaş Sistemi

Başlangıçta OYAK, üyeleri emekli olduğunda, üyesinin değerlendirdiği birikiminin tamamını kendisine vererek OYAK üyeliğini de sonlandırıyordu. Çünkü OYAK, yukarıda bahsettiğim gibi OYAK kanununun göre da asıl kitle olarak görevdeki muvazzaf personel alıyor…  


Ancak OYAK, 1996 yılında yapılan bir düzenleme ile ‘’Emekli Maaş Sistemi’’ni getiriyor. Bu düzenleme ile OYAK üyesi emekli olduğunda, istediği takdirde, birikiminin tamamını veya bir kısmını OYAK’ta bırakarak karşılığında bir nema alıyor. Bu şekilde de OYAK üyeliği de sona ermiyor.

OYAK’ın son yıllarda satın aldığı şirketler, kurduğu ortaklıklar ve yaptığı yatırımlar ile ilgili olarak

OYAK’ın otomotivden demir çeliğe birçok alanda yatırımı bulunuyor. Ancak son yıllarda OYAK’ın satın aldığı şirketler hem dikkati çekiyor hem de tartışma konusu yapılıyor. OYAK tarafından son yıllarda satın alınan şirketlere kısaca bir göz atmamız gerekiyor…

OYAK Çimento

OYAK, Türkiye’de inşaat sektörü durgunluğa girdikten ve temel altyapı yatırımları durduktan sonra 2018 yılında, OYAK Çimento'nun yüzde 40'ını dünyanın en büyük çimento şirketlerinden olan Tayvanlı Taiwan Cement Corporation'a satıyor.

OYAK, bu satışın hemen ardından kurduğu ortaklık ile Avrupa’nın en eski ve köklü çimento markalarından olan Cimpor’un Portekiz ve Cape Verde operasyonlarını satın alıyor, ardından da Kamerun ve Fildişi Sahilleri’nde yatırımlar yapıyor.

Portekiz pazar lideri Cimpor, yaklaşık 6.5 milyon ton çimento üretim kapasitesine sahip oluyor. Cimpor’un, 3 entegre çimento fabrikası, 2 öğütme tesisi, Cape Verde’de torbalama tesisi ve deniz terminali, 42 hazır beton tesisi, 16 agrega tesisi, 1 kireç, 1 kağıt torba üretim, 2 harç, 1 travers fabrikası, 2 liman işletmesi ve bir de atık işleme tesisi bulunuyor.

Bu stratejik adımlarla OYAK, 2021 yılında Çimentoda dünyanın en büyük 15’inci çimento üreticisi konumuna gelirken 2022 yılında ise 14. sıraya yükseliyor…   

Miilux OY

OYAK, Türkiye’nin yerli zırh çeliği üretme hedefi doğrultusunda 2019 yılında Finlandiya merkezli Miilux OY firmasının çoğunluk hisselerini satın alıyor. Satın almayla birlikte OYAK, şirketin Finlandiya ve Polonya’daki fabrikalarına da sahip oluyor. OYAK, bu şirketinden teknoloji transferi yaparak Manisa’da da Türkiye’nin ilk ve tek yassı çelik ısıl işlem fabrikasını kuruyor.

Türkiye'nin zırh çeliği ihtiyacının tamamını karşılamak için çalışmalarını sürdüren Miilux OY, Erdemir ve İsdemir tarafından üretilen nitelikli yassı çeliği kullanarak zırh çeliği ve aşınmaya dirençli çelik üretip, ülkemize zırh çeliği ithalatını sıfırlamayı ve bu şekilde Türkiye’nin savunma sanayi sektöründe kullanılan zırh çeliğinde yurt dışına bağımlılığı azaltmayı hedefliyor…

HEKTAŞ

HEKTAŞ, OYAK’ın yeni satın aldığı bir şirket olmamasına rağmen şirketin piyasa değerinin son altı yılda dolar bazında 48 kat büyüyerek piyasa değeri 70 milyon ABD dolarından yaklaşık bugün itibariyle 2 milyar ABD dolarına geliyor..

HEKTAŞ, yalnızca bitki koruma alanında faaliyet gösterirken, çok odaklı entegre tarım stratejisini son 7 yıldır hayata geçiriyor. HEKTAŞ’ın günümüzde ürün portföyünde, 250’den fazla bitki koruma ve bitki besleme (organomineral gübre) ürününün yanı sıra ıslah çalışmaları devam eden tohum, 30’a yakın hayvan sağlığı ilacı ve yem katkı ürünü bulunuyor. Arma İlaç’ı da bünyesine katarak hayvan sağlığı sektöründe büyüme odağı ile çalışan HEKTAŞ, tarım ilaçları sektöründe de en geniş ürün yelpazesine sahip lider bir kuruluş haline geliyor. Bununla da yetinmeyen HEKTAŞ, gıda güvenliği konusuna da girerek AREO Tohum’u bünyesine katıyor. Avustralya’da yerleşik Agriventis Technologies’in çoğunluk hisselerini de alarak kuraklığa dayanıklı tohum hususunda Ar-Ge çalışmalarına yön veriyor…

HEKTAŞ, ilaç üretiminin yanında dünyanın önde gelen bitki koruma şirketleri ile de stratejik ortaklıklar kuruyor…

HEKTAŞ, 2023 yılı yurt dışı yatırım planları kapsamında Özbekistan’da bitki besleme ve bitki koruma sektörlerine yönelik üretim tesisi kurmaya hazırlanıyor. Bu doğrultuda HEKTAŞ, Özbekistan’da 30 bin ton bitki koruma ve 150 bin ton bitki besleme kapasiteli yatırımına başlıyor. HEKTAŞ, bu yatırımla birlikte mevcut bitki koruma kapasitesini yüzde 47, bitki besleme kapasitesini de yüzde 152, toplam kapasitesini ise yüzde 111 oranında artırmayı hedefliyor…

Sagra ve Tamek’in satın alınması

OYAK, 2021 yılında Sagra ve Tamek şirketleri satın alıyor. OYAK, Ordu’da sahip olduğu Sagra fındık işleme fabrikasıyla; Sarelle, Tadelle ve Gol markalarıyla katma değerli ürünler üretirken aynı zamanda hem bölge halkının ekonomisine katkıda bulunuyor hem de ülkenin fındık ihracatına katkı sağlayarak milli bir görevi yerine getirerek meydanı İtalyanlara bırakmıyor. Bu noktada da dünya fındık üretiminin yaklaşık %60’ının Türkiye’de üretildiğini söylemem gerekiyor…

Ayrıca, 2022 yılında Türkiye’nin en zengin kişisinin perakende sektöründe faaliyet gösteren Murat Ülker’in olduğunun unutulmaması gerekiyor… Çünkü nakit akışının en hızlı döndüğü sektör perakende sektörü oluyor.. 

TOTAL ve M’OİL

OYAK, TOTAL, M’OİL ve Milangaz akaryakıt dağıtım şirketlerini 2020 yılında satın alıyor ve aynı sene Güzel Enerji altında birleştiriyor. OYAK, bu şirketleri arsaları, limanları, depoları, araçları, istasyonları ve tüm malvarlığı ile beraber satın alıyor.

OYAK tabii ki akaryakıt istasyonu satın almıyor, OYAK, ‘’akaryakıt dağıtım şirketi’’ satın alıyor. Burada da önemli olan dağıtım yapacağı istasyon yani bayi sayısı oluyor. Satışta adı geçen her iki dağıtım şirketinin de istasyon sayıları 400 lü rakamların üzerinde… Toplamda da 900’ü geçen sayıda istasyon eder ki bu da iyi bir rakam oluyor.

Bayilerin dağıtım şirketleri ile olan sözleşmeleri beş yıl süreli oluyor. Beş yılın sonunda bayi dağıtım şirketini değiştirebiliyor. Bayiler genellikle güçlü dağıtım şirketleriyle çalışmak istiyor. OYAK, TOTAL’i aldıktan sonra kıyıda köşede kalmış, verimli olmayan istasyonlarla sözleşmesini yenilemiyor, bu istasyonlar yerine gücü ve imajının da etkisiyle diğer dağıtım şirketlerinden karlı bayileri transfer ediyor. Bu bayilerin yanı sıra, yeni yapılan otoyollar gibi kritik lokasyonlarda yeni bayiler oluşturarak bayi ağını güçlendiriyor. OYAK, Güzel Enerji istasyonları aracılığıyla elde ettiği ticari ağı, yeni fırsatlar için kullanıyor.

Ayrıca OYAK, bu şirketleri alarak akaryakıt pazarında yüzde 100 yerli bir firma olarak faaliyet gösteriyor. Akaryakıt sektöründe en büyük ilk dört firma (Petrol Ofisi, BP, OPET, SHELL) içerisinde OPET haricinde başka yerli firma bulunmuyor. Bu satın alma işlemiyle OYAK, akaryakıt sektöründe beşinci sırada yer alıyor.

Ayrıca OYAK bu şirketleri hiç de pahalı almış da değildir. Bu tür hisse/varlık satışları/alışları değerlemeleri uluslararası denetim ve danışmanlık hizmetleri sunan bağımsız kuruluşlar tarafından yapılıyor ve işlem fiyatı da yine bu şirketler tarafından ciddi piyasa araştırmaları baz alınarak belirleniyor.

TOTAL İstasyonlarının tüm dünyada TotalEnergies’e dönüşümü, TOTAL’in OYAK’a geçmesiyle beraber Türkiye’de de başlıyor. Bu dönüşümle istasyonlarda artık akaryakıtın yanı sıra sürdürülebilir enerji kaynakları ve elektrik enerjisi de dahil olmak üzere çağın ihtiyaçlarını gözeten, kapsayıcı ve çok katmanlı hizmetler sunuluyor…

Burada da Türkiye’de fabrikaların, gemilerin, uçakların, iş makinaları ve ağır sanayiinin petrol ve madeni yağ kullandığını da söylemem gerekiyor.

Özet olarak şunu söyleyebilirim: OYAK, TOTAL’i, MOİL’i ve Milangaz’ı alarak iyi, geleceği olan ve kârlı bir yatırım yapıyor.

OYAK’tan yenilenebilir enerji atılımı

OYAK, çimento sektörüyle başlayıp diğer sektörlere yayılacak şekilde grup şirketlerinin enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla lisanssız yenilenebilir enerji santralleri kuruyor.

Türkiye’nin en büyük lisanssız güneş enerjisi santrali (GES) ilk olarak, OYAK Çimento Fabrikaları A.Ş.’ye ait tesis, arazi üzerine kurulması planlanıyor.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) konuya ilişkin yönetmeliğine uygun şekilde Ankara’da başlangıç olarak yaklaşık 1500 dönümlük bir alana inşa edilecek olan yaklaşık 100 MW kurulu gücünde lisanssız güneş enerjisi santrali OYAK Çimento Fabrikaları A.Ş.’nin iç tüketiminin bir kısmını karşılaması amaçlanıyor…

Maden metalürji, çimento beton kâğıt, otomotiv lojistik, finans, kimya, gıda, tarım, hayvancılık ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteren OYAK şirketleri 2022 yılı elektrik tüketimi için 1 milyar ABD doları civarında enerji bedeli ödüyor. OYAK bu elektrik tüketiminin GES ile karşılanması amacıyla EPDK’dan on ilde1200 MW gücünde lisanssız yenilenebilir enerji izni alıyor. OYAK, bu şekilde yıllık 1 milyar dolar tutarında bir tasarrufu öngörüyor…

Karbon Siyahı üretim tesisi

OYAK, 2020 yılında İskenderun’da inşa edilecek karbon siyahı üretim tesisi yatırımı için, proje bazlı devlet teşviği alıyor. Bu maksatla OYAK, Sentetik Karbon Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. kuruyor. OYAK, stratejik yatırımlarından biri olan karbon siyahı üretimi ile Türkiye’nin yıllık 220 bin tonluk yurt içi karbon siyahı ihtiyacını bu yatırım ile karşılamayı ve yıllık 300 milyon dolarlık ithalatın önüne geçmeyi planlıyor.

OYAK, bu maksatla dünyanın en büyük altıncı karbon siyahı üreticisi olan Tayvanlı International CSRC Investment Holdings Co ile ortaklık kuruyor. Bu şekilde OYAK, lastik sanayi başta olmak üzere kauçuk ve boya endüstrisi ile özel elektronik ürünler gibi pek çok alanda kullanılan, Türkiye’nin yıllık 220 bin tonluk yurt içi karbon siyahı ihtiyacını karşılamayı planlıyor.

Ortadoğu ve Afrika bölgesindeki en büyük karbon siyahı pazarı konumunda olan Türkiye, OYAK’ın bu yatırımı sayesinde hem dışa bağımlılıktan kurtulacak hem de ihracat potansiyeliyle de ülke ekonomisine ve dış ticarete katma değer sağlayacak. Karbon siyahının, dünyada 13,5 milyon ton ve 14 milyar dolara yaklaşan bir pazar büyüklüğü bulunuyor.

KÜMAŞ

OYAK, bünyesindeki Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. üzerinden, 2021 yılı başında "Kümaş Manyezit Sanayi A.Ş’’nin hisselerinin tamamını satın alıyor. Kümaş Manyezit, dünya genelindeki kriptokristalin manyezit cevherinin yaklaşık yüzde 20'sine tek başına sahibi oluyor.

Avusturyalı büyük refrakter şirketleri tarafından satın alınmak istenen Kümaş’ın OYAK bünyesine katılması, ülke kaynaklarından yaratılacak katma değerin yine ülke içinde kalmasına vesile oluyor.

Manyezit, özellikle yüksek ısı gerektiren fırınlarda fırının iç yüzeyini kaplamak maksadıyla yüksek ısıya dayanıklı refrakter üretiminde kullanılıyor. OYAK, hem mevcut çimento fabrikalarında hem de Erdemir ve İsdemir fabrikalarında yüksek ısıya dayanıklı manyezit refrakterleri kullanıyor. Bu satın alma ile OYAK; hem fabrikaları için ihtiyaç duyduğu refrakteri artık kendisi üretir hale geliyor hem de çıkarıp işlediği manyeziti ve refrakterini yurt içi ve yurt dışına satabilir hale geliyor. Bu şekilde OYAK, Kümaş Manyezit’i bünyesine katarak, demir, çelik ve çimento sektörlerindeki faaliyetlerine entegrasyon sağlamış oluyor…

OYAK Denizcilik ve Liman İşletmeleri AŞ

OYAK Denizcilik ve Liman İşletmeleri AŞ, dünya genelinde 16 adet Ro-Ro terminali sahibi ve işletmecisi olan Nippon Yusen Kaisha (NYK Line) ile 2018 yılında ‘’otomotiv odaklı Ro-Ro limanı’’ (OYAK Port) yatırımı yapıyor. Kocaeli Körfezi’nde yer alan arazide, standartlarıyla ve kapasitesiyle dünyanın sayılı limanları arasına giren OYAK Port’un yatırım süreçleri tamamlanarak 2021 yılında hizmete giriyor.

Yıllık 780 bin araç elleçleme kapasitesiyle sadece otomotiv sektörüne hizmet veren liman, Türkiye'nin 1 numaralı ‘’otomotiv odaklı Ro-Ro limanı’' oluyor…

Bu şekilde, % 21'lik payla ihracat lideri olan otomotiv sektörü, küresel standartlarda ve yüksek kapasiteli bir limana sahip oluyor.

Akdeniz Chemson

OYAK’ın bir kimya şirketi olan Akdeniz Chemson, Çin’in Cıciang eyaletindeki Hucou şehrinde yıllık 30 bin ton üretim kapasiteli tesisini 2022 yılı içerisinde faaliyete geçiriyor. OYAK, bu yeni yatırımıyla Çin’in tamamı ve Uzak Doğu Asya’daki artan talebe cevap vermesi bekleniyor…

Almatis

OYAK kimya şirketleri arasında yer alan ve özellikli alümina ürün grubunda dünyada pazar lideri konumunda olan ve refrakter ve kimya endüstrilerine yüksek kaliteli hammadde sağlamakta olan Almatis’in, Hindistan’daki fabrikası 2022 yılında faaliyete geçiyor. Almatis, bu fabrikası ile yakın gelecekte OYAK’ın Güney Asya pazarındaki hakimiyetini daha da güçlendirmeyi hedefliyor…

Peletleme tesisi yatırımı

İnce boyutlu demir cevheri veya genellikle konsantrelerin, uygun bir bağlayıcı ve gerekli su katkısı ile özel cihazlarda, belirli boyutlarda yaş küreler haline getirilmesi, ardından dayanıklılık kazandırmak amacıyla 1200-1300 C sıcaklıklarda pişirilmesi işlemini kapsayan bir aglomerasyon yöntemine ‘’peletleme’’ adı veriliyor…

OYAK şirketlerinden Türkiye’nin en büyük entegre yassı çelik üreticisi Erdemir, stratejik bir yatırıma imza atarak Bingöl’de 550 milyon dolarlık yatırımla peletleme tesisi kuruyor. OYAK, bu yatırımla hem Erdemir’in en önemli ham madde kalemlerinden pelette dışa bağımlılığı ciddi anlamda azaltmayı hem de bölgede istihdama güçlü katkı sağlamayı planlıyor…

Urla, İstanbul ve diğer gayrimenkul projeleri

OYAK İnşaat Şirketi, İstanbul Maltepe semtindeki konut projesi olan ‘’OYAK Dragos’’u Aralık 2022 tarihinde bitirerek sahiplerine teslim ediyor. OYAK’ın benzer şekilde İstanbul Başakşehir’de konut projesi de önümüzdeki aylarda satışa sunma aşamasına geliyor.

OYAK’ın, Urla’daki kendi arsası üzerinde yaklaşık 300 adet konutluk projesi de satışa sunulmak üzere son aşamaya geliyor. Ankara Seyirce Projesi’nde 375 konut üyelere tahsis edilmiş olup inşaatı son hızla devam ediyor.

OYAK tarihinde tek seferde tamamlanan ve bitirildiğinde çok ciddi teveccüh gören 1876 konutluk Göksupark projesi ve sosyal yaşam alanı ise 2020 yılında başarı ile tamamlanıyor.

OYAK’ın ayrıca Yalova Çiftlikköy ve Ankara Ballıkuyumcu bölgelerinde ileriye dönük gayrimenkul yatırımları da devam ediyor.

Görüldüğü gibi OYAK, İnşaat Şirketi ile konut sektöründe başarılı bir şekilde ilerliyor…

Depremde OYAK

OYAK, 06 Şubat 2023 tarihindeki ülkemizde yaşanan deprem felaketinin ilk gününden itibaren Kriz Koordinasyon Merkezi üzerinden, başta AFAD olmak üzere görevli ve yetkili kamu kurum ve kuruluşları ile irtibata geçiyor...

OYAK, grup şirketlerine ait vinç, kamyon, iş makinesi, ambulans, itfaiye gibi bölgede ihtiyaç duyulan araçları, şoför, yükleyici ve operatörlerimizle birlikte resmi kurum ve kuruluşlarımızın kullanımına sunuyor. 28 Şubat 2023 tarihi itibarıyla 350 kişilik arama kurtarma ekibi, 70’e yakın iş makinesi sahada aktif olarak görev yapıyor.

28 Şubat 2023 itibarıyla OYAK, grup şirketlerince hazırlanan yaklaşık 1.7 milyon tıbbi malzeme, gıda ve hijyen malzemesi ile kıyafetten oluşan 61 bin koli, ayrıca kişisel koruyucu donanım, çadır, soba, battaniye, uyku tulumu gibi barınma ve ısınma ekipmanları, konteyner ve jeneratörler kendi lojistik ağı ile afet bölgesine gönderiyor…

OYAK, depremin etkilediği illerdeki fabrika ve tesislerini, barınma sıkıntısı çeken çalışanlarına ve vatandaşlarımıza imkân dahilinde açarak beş bine yakın afetzedeyi ağırlıyor. 28 Şubat 2023 tarihi itibarıyla 747 bin sıcak kumanya ve yemek dağıtımı yapıyor.

OYAK Kriz Koordinasyon Merkezi üzerinden İskenderun’daki İsdemir Limanı deniz taşımacılığı operasyonları için kullanılırken, bölgedeki hasar gören havalimanı için de beton ve iş makinesi tedariği sağlayarak onarım sürecine destek oluyor.

Hem kurtarma çalışmaları hem de depremzedeler için hayati önem taşıyan enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla afetin ilk gününden 28 Şubat 2023 tarihine kadar bölgeye yaklaşık 10.3 milyon litre akaryakıt ve motorin sevkiyatı gerçekleştiriyor. OYAK’ın Hatay'daki Milangaz fabrikası kesintisiz üretim yaparak, 52 bin 532 tüpü AFAD’a teslim ediyor.

Ancak OYAK bütün bu deprem yardımlarını yardımın gereği olarak reklamsız, sessiz ve sakince yapıyor...


Sonuç

Girişte anlattığım gibi tasarruflarınızı, varlıklarınızı, servetinizi sermayeye dönüştürmezseniz kaybedersiniz. Üretemezseniz kaybedersiniz. Katma değer yaratamazsanız kaybedersiniz. Tasarruflarınızla oluşan servetinizi ikinci ev, tarla, arazi, arsa, araba, döviz ve altın olarak tutarsanız hem kendiniz hem de ülke olarak kaybedersiniz…

OYAK, ülkenin bin yıllık eksikliği olan ‘’sermaye’’ ve ‘’üretim’’ kavramlarını hayata geçirerek üyelerinin tasarruflarını anlattığım gibi sermayeye ve üretime dönüştürüyor. Bu şekilde OYAK, dünya çapında üretim yapıyor, uluslararası alanda bir oyuncu haline geliyor, ülke insanlarına istihdam sağlıyor. Ülkeye katma değer yaratıyor. Yazımın girişinde verdiğim gibi keşke ülkede onlarca Koç, onlarca Sabancı ve onlarca Eczacıbaşı olsaydı, keşke OYAK gibi onlarca meslek emeklilik fonu olsaydı. İşte o zaman Türkiye’nin çehresi çok çok daha farklı olurdu…

Anlattığım gibi OYAK; günümüzde maden metalürji, çimento, beton, kağıt, otomotiv, lojistik, finans, kimya, gıda, tarım ve enerji sektörlerinde Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesinde, dünya genelinde altı farklı kıtada, 24 ayrı ülkede yedi gün yirmi dört saat faaliyet gösteriyor.

OYAK, 2015 yılında yurt dışında 19 ayrı ülkede faaliyet gösterirken 2022 yılında 24 ayrı ülkede faaliyet gösteriyor...

OYAK’ın ülke ekonomisine katkısı

OYAK, son yıllardaki atılımları neticesinde, 2015 yılı toplam varlıkları 51,6 milyar TL, toplam ihracatı 3,3 milyar dolar iken; 2022 konsolide sonuçlarına göre OYAK, özkaynaklarını son 7 yılda 5 katına çıkarıyor, 2022 yılı hasılatını %138 artış ile 331 milyar TL’na, toplam varlıklarını %62 artış ile 480 milyar TL’na, ihracatını 5 milyar dolara çıkarıyor. OYAK, bu 5 milyar dolarlık toplam ihracat ile Türkiye'nin 2022 Yılı ihracatının yaklaşık yüzde 2'sini karşılıyor…


OYAK, bu üretimi ve büyüklüğü ile 2022 yılında devlete, 54 milyar TL gelir vergisi, 15 milyar TL de kurumlar vergisi olmak üzere toplamda 69 milyar TL vergi ödüyor.

İşte bu şekilde OYAK, üretim yaparak, katma değer yaratarak, ihracat yaparak, istihdam yaratarak ve vergi vererek ülke ekonomisine çok büyük bir katkıda bulunuyor.

OYAK’a OYAK kanunun yüklediği yükümlülükleri

OYAK, sıradan bir borsa şirketi olmuyor... OYAK, bahsettiğim gibi mesleki bir emeklilik fonu oluyor.

 
Mesleki bir emeklilik fonu olarak OYAK, kanun gereği 2022 yılı içerisinde; üyelerine yasal yardım olarak 11 milyar TL ödüyor, piyasa koşullarına göre düşük faizli olarak 49 bin üyesine 1.4 milyar TL konut kredisi, 15 bin üyesine 1.5 milyar TL borç veriyor.  OYAK yine 2022 yılı içerisinde EMS çerçevesinde 86 bin emekli üyesine 4.5 milyar TL maaş ödüyor…

Enflasyon, enflasyon ortamında şirket kârları ve sermayeleri

Teorik olarak devletin, memur ve işçilerine enflasyonun altında kalmayacak şekilde bir ücret verdiği ve devletin maaş artışlarını belirlerken enflasyonun üzerinde bir artış yaptığı iddia ediliyor. Ancak şirketlerde bu böyle olmuyor…


Türkiye’nin uzun yıllardır yüksek bir enflasyon ortamında yaşadığı malumdur. Böylesi sürekli enflasyon ortamı şirketler için rasyonel olmuyor. Yıl sonu hesaplanan kâr üzerinden devlete vergi ödeniyor, çalışanlara ücretler, primler ödeniyor, ortaklara temettü dağıtılıyor. Şirketler enflasyon ortamında reel olarak kâr elde etmiyor ancak şirketler sermayelerini vergi, ücret, temettü, prim olarak dağıtıyor. Bu nedenle de şirketlerin finansal yapıları yüksek enflasyon dönemlerinde zayıflıyor, sermayeleri eriyor…

Ayrıca, yüksek enflasyon dönemlerinde halkın alım gücü düştüğü için şirketler daha az satış yapıyor, artan maliyetler nedeniyle de şirketlerin kâr marjları düşüyor.   

Sonuç olarak yüksek enflasyon ortamlarında şirketler, zamanında da tedbir almazlar, şirket sermayesini koruyamazlar ve sermayelerini artıramazlar ise şirket iflasa kadar sürükleniyor.

Yukarıda da anlattığım gibi OYAK, devlete vergi ödüyor, sosyal yardımlar yapıyor, sermayesini artırıyor ve devasa yatırımlar yapıyor. Bütün bunları OYAK, kârından ayırdığı bütçe ile yapıyor. Dolayısıyla, devletin açıkladığı enflasyondan farklı olarak enflasyonun yüzde 180 (izafi bir değer olarak aldım) olduğunu ileri sürerek  ‘’Neden OYAK, bu oran kadar nema dağıtmıyor?’’ diye sormak ekonomi bilimi ile ve OYAK kanunu ile ters düşmek anlamına geliyor...

OYAK, 2006 yılında Erdemir’in yüzde 52,7’lik hissesini satın aldığında tahmini 3 milyar Dolar ödüyor. OYAK, ayrıca Erdemir’deki fırınların modernizasyonu için yine tahmini 3 milyar Dolar daha harcama yapıyor. Eğer OYAK, o zaman Erdemir’i satın almayıp da bu 6 milyar Dolar parayı o zamanki üyelerine nema olarak dağıtsaydı, muhtemel ki o zamanki üyeler çok çok sevinecekler ancak bugünkü üyelere nema olarak verilecek bir şey kalmayacaktı. Bu nedenle bir mesleki emeklik fonu olarak OYAK, gelecekteki üyeleri hayat standardını koruyabilmek amacıyla yıllık kârından mutlaka yatırıma pay ayırmak zorunda bulunuyor… Bu nedenle ‘’OYAK, bütün kârını biz üyelere dağıtsın’’ isteğinde bulunan üyeler gelecekteki OYAK üyelerinin refahından haksız olarak pay istiyorlar anlamına geliyor…


OYAK’ın denetimi

OYAK, kurulduğu günden beri hem iç hem de dış denetim altında çalışıyor. Zaten böyle çalıştığı ve denetlendiği için de kurumsal bir yapıya bürünüyor. OYAK’ın hem kendisi hem de şirketleri Deloitte gibi, PWC gibi uluslararası bağımsız denetim firmaları tarafından denetleniyor. Denetim sonuçlarına süratle tepki gösterilerek varsa hatalar düzeltici tedbirler alınıyor, öneriler varsa ve uygunsa derhal yerine getiriliyor... 

OYAK başarılıdır

Dünyadaki ve ülkemizdeki gerek salgın hastalık ve Rusya – Ukrayna savaşının olumsuz etkileri, döviz kurlarında yaşanan artış ve dalgalanmalar ve bu esnada yaşanan ekonomik kriz, yüksek enflasyon nedeniyle koca koca firmalar konkordato ilan edip batarken OYAK’ın bütün şirketleri kâr elde ediyor. OYAK, bu ortamda yukarıda anlattığım yatırımları yapıyor. OYAK büyüyerek dünya çapında bir kuruluş haline geliyor. İşte böylesine bir ortamda OYAK üye rezervlerini döviz bazında da artırarak OYAK tarihinin en yüksek nemasını veriyor.


2021 yılına göre 2022 yılında; Dolar yüzde 40,3, Euro yüzde 32,1, Altın yüzde 40.2, Borsa yüzde 46,1, devlet katkılı emeklilik fonları yüzde 65,8, TÜFE’ye göre enflasyon ise yüzde 64 oranında artıyor…

Bütün bu bilgiler, bütün bu ortamlar, bütün bu şartlar ve bütün bu rakamlar altında OYAK’ın 29 Nisan 2023 tarihinde açıkladığı 2022 yılı %90,1 nema oranının çok çok iyi bir değer olduğunu gösteriyor.  OYAK, şirket satarak değil, son yedi yıldır anlattığım devasa şirketleri satın alarak ve yatırım yaparak 2022 yılında rekor nema oranını elde ediyor.

OYAK’ın başarısını gösteren bir başka faktör de OYAK’ın artan üye sayısı ve emekli olan üyelerin kurumda kalma isteklerindeki artış oluyor. 2022 yılı sonu itibarıyla OYAK’ın üye sayısı 458 bine ulaşıyor. Bunun 86 bini ise 1996 yılından sonra EMS ile devreye giren emekli üyeler oluşturuyor… 

OYAK, bu şekilde mesleki bir emeklilik fonu olarak üyelerinin yaşamına bir değer katıyor.

Sonuç olarak OYAK, sadece Türkiye çapında değil dünya çapında başarılı bir performans sergiliyor…

OYAK’ın bu başarısında, OYAK’ın kuruluşundan itibaren görev yapan yöneticilerin tabii ki çok büyük emekleri bulunuyor. Ancak OYAK’ın bugünkü kurumsal kimliğine ve büyüklüğüne ulaşmasında ve bu oranda nema dağıtmasında en büyük pay sahibi, 2016 yılından beri yedi yıldır görev yapan OYAK Yönetim Kurulu Başkanı Em. Tümg. Mehmet Taş ve OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş ERDEM oluyor.

Tüm OYAK üyelerinin ama öncelikle ve özellikle son üç – dört yıldır OYAK yönetimini acımasızca eleştirenlerin OYAK Yönetim Kurulu Başkanı Em. Tümg. Mehmet Taş’a ve OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş ERDEM’e bir kocaman özür ve bir kocaman teşekkür borçlu olduklarını değerlendiriyorum.

OYAK’ı kuranlara, OYAK’ı bugünkü kurumsal yapısına taşıyan OYAK’ın bütün yöneticilerine, emeği geçenlere, bütün çalışanlarına, işçilerine; Hakk’ın rahmetine kavuşanlara Allah’tan rahmet, yaşayanlarına şükranlarımı sunuyorum..

Son söz

Bu uzun yazımı Kazım Karabekir’in bir sözü ile bitirmek istiyorum:

Kazım Karabekir’in kızı Hayat Karabekir Feyzioğlu, Genelkurmay Karargâhında yapılan bir anma töreninde de şöyle konuşuyor: “Babamın bir sözü vardır, sık sık tekrarlamak ihtiyacı duyarım; ‘Vatandaş! Yanlış bilgi felaket kaynağıdır. Her işin evvela hakikatini ara ve öğren! Sonra münakaşasını istediğin gibi yap! Birincisi vicdanına, ikincisi seciye ve irfanına dayanır.’ ”

Kazım Karabekir’in bu sözü, sadece OYAK hakkında değil, herhangi bir konuda bir yargıya varacak olanların kulaklarında küpe olması gerekiyor…

Arz ederim…

Osman AYDOĞAN

Bir not: Yazımda anlattığım bütün bu bilgiler OYAK’ın hem kendi üyelere özel web sitesinde hem de üyelerine aylık olarak gönderdiği üye bültenlerinde yer alıyor. (2023 yılı için üye bülteni artık daha dolu içerikle üçer aylık fasılalarla yayınlanıyor.)



Yorumlar - Yorum Yaz