• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam136
Toplam Ziyaret3133990

Rusya, jeopolitik arenaya dişlerini göstere göstere çıkıyor


Rusya, jeopolitik arenaya dişlerini göstere göstere çıkıyor

22 Şubat 2022

Rusya, 2008 yılında Medvedev zamanında G. Osetya ve Abazya’nın bağımsızlığını tanıyarak bu iki bölgeyi Gürcistan’dan ayırıyor.  2014 yılında da Rusya, Putin’in bir kararnamesi ile Kırım Cumhuriyeti'ni "egemen ve bağımsız bir devlet" olarak tanıyor. Hemen ardından da Rusya Kırım ve Sivastopol’ü ilhak ediyor. 2022 yılının başında, 21 Şubat 2022 tarihinde de Rusya, Putin vasıtasıyla Kırım’ın özerk bölgesi olan Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri'ni tanıma kararı alıyor. Bu kararın ardından işgal ve ilhak kararının geleceğini bilmek için de müneccim olmak gerekmiyor...

Rusya, 2011 ve 2012 yıllarında, BM Güvenlik Konseyi'nde, Suriye hükûmetine karşı olası yaptırımlar veya askerî müdahalesini önlemek için, Batı ve Arap ülkeleri tarafından desteklenen kararlara karşı, Suriye lehine veto yetkisini kullanıyor. Sonunda Rusya, 30 Eylül 2015 tarihinde Esad hükûmetini desteklemek için Suriye’ye giriyor.

2008 yılına Rusya vasıtasıyla G. Osetya ve Abazya’nın Gürcistan’dan ayrılması, 2014 yılında Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılarak Rusya tarafından ilhakı,  2015 yılında Rusya’nın Suriye’ye girmesi, 2022 yılı başında Ukrayna’nın Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri'nin bağımsızlığının Rusya tarafından tanıması ve ABD ve NATO’nun 2021 yılında Afganistan’dan ayrılmak zorunda kalması; ABD-AB ve NATO tarafı için büyük bir prestij kaybı ve tek kutuplu dünya için ise birer dönüm noktaları oluyor.

Artık Rusya dünya sahnesine ve jeopolitik arenaya dişlerini göstere göstere çıkıyor…

Bu gelişmeler yeniden iki kutuplu bir dünyanın ve II. Soğuk Savaş Dönemi’nin çoktaaan başladığını gösteriyor. Bu durumun ise Çin’in üzerindeki Rus ve ABD baskısının hafifleteceği ve Çin’in belki de üçüncü bir kutup olarak ortaya çıkacağı anlamına geliyor.

Her ne kadar bazı romantik yazarlar Rusya güzellemesi yapsa da Türkiye’yi artık I. Soğuk Savaş Döneminde olduğu gibi zor zamanlar bekliyor. Bu gelişmeler Türkiye’ye serbest hareket alanı, manevra sahası bırakmıyor…

Aslında bütün bu olup bitenleri bir Rus masalı çok güzel anlatıyor:

Çiftliğin ambarını mesken tutan fare, bir gün çiftçinin kendisine kapan kurduğunu görüyor. Hemen horoza gidiyor, heyecanlı ve endişeli bir sesle, durumu anlatıyor. Horoz, “benim sorunum değil, ben zaten yakalanmam o kapana. Tuzak sana kurulmuş, başının çaresine bak!” diyor…

Fare, panikliyor… Soluk soluğa yeni yavrulamış koyuna koşuyor, “çiftçi bana kapan kurdu koyun kardeş…” diye yakınıyor. Koyun; “Bana ne ki?” diyor. “Dikkatli ol, kapana yakalanma!” Farecik, ağlamaklı oluyor… Son bir umutla, öküzün yanına varıyor, içini döküyor… Öküz de fareye ilgisiz kalıyor; “beni meşgul etme!” diye payladığı fareyi, “başının çaresine bak” öğüdüyle başından savıyor…  

Fare çaresiz ve üzgün, yuvasına dönüyor…

Günlerden bir gün, çiftçinin fare için kurduğu kapana, zehirli mi zehirli türden bir yılan yakalanıyor.. Çiftçinin oğlu kapanın yanından geçerken, yılan can havliyle oğlanın bacağını ısırıyor. Çocuk acıyla kıvranarak yere düşüyor, yerde katılıp kalıyor. 

Çiftliğe doktor çağrılıor. Muayene sonrası gereken ilaçları veren doktor, çıkıp giderken; “horoz kesip suyuna çorba yapın, hastayı güçlendirir” diyor. Horozu kesip çorba yapıyorlar…

Çiftlik evine o kadar çok “geçmiş olsun” ziyaretine gelen oluyor ki, çiftçi konukları ağırlamak için koyunun gözü gibi sevdiği kuzusunu kesiyor… Kebap yapıp ikram ediyor…

Ne var ki çiftçinin oğlunun sağlığı, gün geçtikçe kötüleşiyor. Sonunda çocuk ölüyor. Çiftçi cenazeyi kaldırıyor ve bu kez, “başın sağ olsun”a gelenleri ağırlamak için öküzü kesiyor!

Masal bu kadar… Biz bu masalın bir de ‘’Sarı Öküz’’ çeşidini biliyoruz…

Masallar (fabl) aslında insanlar arasında geçen olayları hayvanlar arasında geçiyormuş gibi göstererek bu yolla insanlara ders veriyor… Bu masalın verdiği ders çooook geniş bir yelpazede bulunuyor… Her duruma uygulanabiliyor, istenilen ders çıkarılabiliyor…

Benim işim yazmak, ders çıkarmak siz okuyuculara kalıyor…

Osman AYDOĞAN


Yorumlar - Yorum Yaz