• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam481
Toplam Ziyaret2891355

Gelemem diyorum sen gel diyorsun


Gelemem diyorum sen gel diyorsun

01 Aralık 2020


‘’Ne zaman bir köy türküsü duysam, şairliğimden utanırım’’ derdi ‘’Türküler Dolusu’’ isimli şiirinde Bedri Rahmi Eyüboğlu. Bugün sizlere duyduğunuzda Bedri Rahmi Eyüboğlu’na hak vereceğiniz bir türkü paylaşacağım…

Paylaşacağım türkünün sözleri aşık geleneğinin önemli temsilcilerinden, gerçek ismi Hamza Başyurt olan 1948 Sivas doğumlu Âşık Emrah’a aitt.... Ancak türküyü Bedri Rahmi Eyüboğlu’nu haklı çıkaracak kadar da söyleyen Halk Ozanı Ali Kızıltuğdur…

Halk Ozanı Ali Kzıltuğ da Âşık Emrah gibi Sivas’lıdır, 1944 yılında Sivas ili Divriği ilçesi Mursal köyünde dünyaya gelir... 1969 yılında "Asr-ı Gurbet Harap Etmiş Köyümü" isimli ilk plağını çıkarır…  Günümüze kadar yaklaşık 2160 eseri içeren 103 plak ve 87 albümüm yayınlar… En çok Âşık Veysel Mahzuni Şerif’ten etkilenir…  

"Baykuşlara Kalan Köy" ve "Sorma Efendim" adında iki kitabı yayımlanır…

Alı Kızıltuğ’un "Asr-ı Gurbet Harap Etmiş Köyümü" türküsü, 1972 yılından beri memleketinden, şehrinden, kasabasından, köyünden, baba ocağından ayrı kalan beni anlatır sanki: (Mehmet Özbek, "Folklor ve Türkülerimiz", Ötüken Neşriyat, 1994, s.251)

‘’Aslı gurbet harabetmiş köyümü
Bülbül gidip baykuş konmuş gel hele
Ben ağayım ben paşayım diyenler
Gapıları kitlemişler gel hele

Bir ev burda bir ev garşıda kalmış
Sorun hele bizim gomşular nolmuş
Gırk senelik ağaç kurumuş kalmış
Bizim köye benzemeyi gel hele

Yanarım da ben bu derde yanarım
Bizim eli bulanacak ararım
Güzellere sıra vermeyen pınarın
Daşlarına baykuş konmuş gel hele

Gel ki çoban gel ki dertleşek bari
Dağlarda meleşen kuzular hani
Tanıdın mı beni çoban Ali'yim Ali
Kaç Ali gitti tanıdın ki gel hele

Saz elimde şu elleri gezerdim
Dertli idim bazı destan yazardım
Sen Ali'ysen niye saçın ağarttın
Kızıltuğ'a benzemeyi gel hele’’

Ali Kızıltuğ, 1971 yılında tüm ozanların katıldığı bir atışma yarışmasında birinci seçilir. 2009 yılında Ankara Gazi Üniversitesi'nde Divriği Vakfı tarafından tarafından “Yaşayan En Ünlü Ozan Ödülüne” layık görülür… 2011 yılında İstanbul’da “Sivaslı Sanatçılar Birliği” tarafından düzenlenen "Ustaya Saygı" isimli programda yılın ozanı seçilir... 2012 yılında “Ankara Halk Ozanları Derneği” tarafından "Ustaya Saygı" ve “Yılın Ozanı Ödülü” verilir…

Ali Kızıltuğ, hayata bakışını da şöyle ifade eder: "Ne yârimden vazgeçtim, ne sazımdan, ne de vatanımdan vazgeçtim. Nasıl Mursal'dan geldiysem o mazlum, sefil, tertemiz bir köylü çocuğu isem şimdi de aynıyım."

Anadolu’da köyden kente göçün yoğun olarak yaşandığı yıllarda, sazı ile sözü ile bağrına ateşler düşen gurbetteki insanların sıla özlemini dindirmesine yardımcı olur…

Bir neslin kulağında kalan sestir Ali kızıltuğ…

Ali Kızıltuğ, bir Mahsuni Şerif, bir Neşet Ertaş ayarında olmasına rağmen ne yazık ki pek tanınmamıştır. Vizyona yeni giren ‘’Naim’’ filminin fragmanında Cem Adrian’ın sesinden bu türküsü verilince tanımayanlar belki de ‘’bu bağrı yanık türkü de nedir?’’ diye sorup, araştırılar da tanırlar umarım…

Ali Kızıltuğ, söylediği gibi nasıl Mursal’dan geldiyse, geldiği gibi mazlum, sefil, tertemiz bir köylü çocuğu olarak yine 2017 yılının 13 Aralık’ında 73 yaşında iken bu sefer ebedî olarak Mursal köyüne döner; Mursal köyünde, evinin tam karşısındaki çok sevdiği Yamadağ'ını görecek şekilde defnedilir… (45’lik bir plağının adı da ‘’Yama Dağları’’ idi.)

Kendisi de Sivaslı olan RP İstanbul eski milletvekili Mukadder Başeğmez Ali Kızıltuğ hakkında şu bilgiyi veriyor: ‘’Ali Kızıltuğ Ankara Büyükşehir Belediyesinde müstahdem kadrosunda bulunuyordu. Melih Gökçek Belediye Başkanı olunca "ya müstahdemlik yaparsın, ya da gidersin" diye Ali Kızıltuğ’u huzursuz etmişler. Ali Kızıltuğ anamın ahbabıydı, ondan rica etmiş. Melih Gökçek’e ulaştım. Konuyu anlattım. Sağolsun Melih Gökçek ricamızı kırmadı da Ali Kızıltuğ maaşını alarak ozanlığına devam etti ve oradan da emekli oldu. Bir gün hasta olduğunu duydum. Sabah kalkıp biraderime telefon edip, ziyaretine gidelim dedim. Birader; abi Ali Kızıltuğ dün vefat etti dedi. O da benim içimde ukde olarak kaldı.’’

Bu sene içerisinde Yama Dağı'nın etrafından geçerek beş altı kez Sivas – Malatya’ya gittim geldimdi, kış günleriydi, Mursel Köyünün yakınından geçerken ya sabah daha güneş doğmamıştı ya da akşam erken olmuş hava kararmıştı bir türlü Mursel Köyüne gidip de merhumun mezarını ziyaret edememiştim. Bu da benim içimde ukde kalmıştı. 

2. vefat yıldönümüne henüz iki hafta var ama ben şimdiden anmak istedim. Allah rahmet eylesin, devri daim olsun…

Şimdi gelelim türkümüze… Ama önce Âşık Emrah’a ait, adı ‘’Öf Öf’’ olan sözleri:

‘’Aramıza da girmiş dağlar denizler
Gelemem diyorum sen gel diyorsun
Kar yağmış yollara örtülmüş izler
Bulamam diyorum öf öf sen bul diyorsun

Sanma bu sevgimiz sence yaygara
Ne dertler bıraktın hep sıra sıra
Sen yoksun ya öyle ıssız Ankara
Duramam diyorum öf öf sen dur diyorsun

Kızıltuğ’um da baharımı yazımı
Hangi kalem yazmış öf öf benim yazımı
Dert ortağım da olan dertli sazımı
Çalamam diyorum öf öf sen çal diyorsun’’

Türkünün, asıl sahibi Ali Kızıltuğ’un ve bu türküyü mükemmel denilecek kadar güzel, farklı farklı yorumlayan Cem Adrian ve Hozan Beşir'in sesinden olan bağlantılarını yazımın sonunda veriyorum... Bu üç sesi dinlemenizi isterim... Özellikle Cem Adrian'ın ve Hozan Beşir'in farklı yorumlarını...  ..

Ama bu türküyü dinlerken aman dikkat edin derim... Türkünün sözleri bir başka vuruyor insanı, sazın telleri bir başka vuruyor, türkünün içinde geçen ‘’Ankara’’ bir başka... Cem Adrian'ın tarifi bir imkânsız yorumu bir başka vuruyor, Hozan Beşir’in tarifi bir mümkünsüz yorumu bir başka vuruyor... Türküdeki  ‘’Öf Öf’’ sözleri ise bu vurgunlardan sonraki son darbeyi indiriyor... Öf Öf…

‘’Sen yoksun ya öyle ıssız Ankara
Duramam diyorum öf öf sen dur diyorsun’’

Türküyü her dinlediğimde, göğüs kafesime hapsolmuş kalbim, kafesine hapsedilmiş yabani kuşlar gibi çırpın çırpın çırpınır... Ben kalpten gidersem eğer bu türküler yüzünden giderim... Zaten... Neyse... Öf Öf...

‘’Aramıza da girmiş dağlar denizler
Gelemem diyorum sen gel diyorsun’’

Zemheri aylarının bu ilk gününde türkünün Cem Adrian ve Hozan Beşir'in yorumlarını dinlerken, hoparlörün sesini açabileceğiniz kadar açın, sonra bırakın gamı, kederi kasveti, özlemi, hasreti, sizin yerinize sanatçılar desin; Öf Öf…

İsterseniz siz de içinizden veya dışınızdan eşlik edersiniz... Öf Öf...

Öf Öf...

Osman AYDOĞAN

Halk Ozanı Ali Kızıltuğ’un sesinden ve sazından ‘’Öf Öf’’:
https://www.youtube.com/watch?v=NJA4iEmxI3g

Cem Adrian, ‘’Öf Öf’’ (Sen gel diyorsun):

https://www.youtube.com/watch?v=4cz7LNmfXPo

Hozan Beşir, ‘’Öf Öf’’:

https://www.youtube.com/watch?v=u1fc4F6Tcr4

Hazır Ozan Beşir’i dinlemişken, bu sesi beğenmişseniz, gelin onun ‘’Bilen Gelsin’’ türküsünü de dinleyin. Sanki Ali Kızıltuğ ‘’Gelemem diyorum sen gel diyorsun’’ derken Hozan Beşir de bu siteme cevap verir gibi ‘’Bilen gelsin’’ demektedir:

Hozan Beşir, ‘’Bilen Gelsin’’:

https://www.youtube.com/watch?v=bmKfczQ6QJo

Bilen Gelsin

Açma yaram derin derin

Dermanını bilen gelsin
Başka tabipler istemem
Beni derde salan gelsin

Ömür bir nefes arası

Size de gelir sırası
Bu yara gönül yarası
Beni derde salanl gelsin

Söz ve bestesi Rıdvan Çıracıoğlu’na ait...

 

 


Yorumlar - Yorum Yaz