• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi22
Bugün Toplam1043
Toplam Ziyaret2919246

Ebû Müslim Horasânî


Ebû Müslim Horasânî

07 Ağustos 2018


Önce şunu ifade edeyim ki Ebû Müslim Horasanî'nin hayatı ve sonu günümüze dair çooook çıkarımları olan ve ibret alınması gereken bir konudur.

Kimliği

Köle iken ihtilal önderliğine yükselen, Emevîler ve Abbasiler döneminin halk kahramanıdır. Emevîlerin devrilmesi ve halifeliğin Abbasîlere geçmesiyle sonuçlanan Horasan ayaklanmasının önderidir. Sadece tarihin figüranı değil baş aktörüdür. Gerçek bir tarih yaratıcısıdır. Bu nedenle Horasan Spartaküsü de derler adına…


Isfahan’da doğmuş, Kufe’de büyümüştür. (718-755) Asıl adı Abdurrahman, asıl künyesi ise Ebû Müslim Abdurrahman bin Müslim el-Horasanî şeklindedir. Ebû Müslim ismi ile tanınmış ve meşhur olmuştur.

Ebû Müslim, adı gibi kökeni de esrar perdesiyle örtülüdür. Türk kökenli olduğu bilinir, ancak Fars kökenli olduğu iddiaları da vardır… Ebû Müslim, kendisinin herhangi bir millete ya da kabileye değil Horasan’a ait olduğunu söyler… Ebû Müslim, etnik kökeni ile ilgili olarak sorulan bir soruya “Benim faydam ve iyiliğim sizin için nesebimden daha hayırlıdır” şeklinde cevap verir…

Siyasi ve askerî faaliyetlerinin yanında Horasan'ın imarı ve kalkınmasında da müspet etkisi olan, Arapça ve Farsça dillerini iyi konuşabilen ve iyi bir eğitimden geçen birisi olarak ve soğukkanlılığı, acımasızlığı, ketumluğu, akıllı ve ileri görüşlülüğü ile tanınır. Hayatı gizem doludur. Tarihte böylesine aktif rol oynayıp, yaşam öyküsü pek bilinmeyen çok az insan vardır ve Orta Doğu ve İslam tarihinde Ebû Müslim kadar efsanelere ve spekülasyonlara konu olan başka bir kişilik de yoktur...

Emevîlerin yıkılmasındaki rolü

747 yılında tüm Emevîlere karşı olan güçler, onun bayrağı altında toplanır. Merv ve Nişabur kısa süre içinde Ebû Müslim’in eline geçer. Bütün Emevî ordularını yener. Emevî hanedanı ortadan kalkar. Emevîlerin ne olduğunu ve kim olduklarını bilenler bilir; Ehl-i beyt'in öcünü almak bir Türk komutanına nasip olmuştur…


Emevîlerin yıkılmasında büyük rol aldığı için Emevîlerin bedevî kültürü içinde asimile olanlar Ebû Müslim’i pek hazzetmezler.

Abbasileri kurulmasındaki rolü

Emevî hanedanının ortadan kalkmasında ve Abbasi Devleti'nin kurulmasında önemli katkısı olan Ebû Müslim giderek güç kazanır… Abbasi Devleti'nin kuruluşundan sonra da haksızlıklara ve adaletsizliklere karşı çıkar. Gücü ve adaleti nedeniyle nüfuzunun giderek artması ve devlet yönetiminde etkisinin güçlü hale gelmesi bu sefer de Abbasi yönetimi rahatsız eder.


Ebû Müslim’in gücünü kırmak için Horasan'da bazı vali ve idareciler vasıtasıyla Abbasilerin isyan çıkarma teşebbüsleri Ebû Müslim tarafından bastırılır. Ebû Müslim’in bu tür girişimleri etkisiz hale getirerek isyan teşebbüslerini bastırması Devlet içindeki itibar ve nüfuzu daha da arttırır.

Ebû Müslim’in öldürülmesi

Ebû Müslim’in giderek güçlenmesi, Halife Mansur’u iyice kaygılandırır. Harp meydanlarında yenilemeyen bu büyük komutan bir görüşme bahanesiyle davet edildiği Irak’ta hileyle öldürülür...


Köle iken ihtilal önderliğine yükselmesi nedeniyle o bölgedeki her kavim kendisine sahip çıkar, onu öz evlatlarıymış gibi benimser… Her kavim ‘'Ebû Müslim bizdendir’' iddiasında bulunur ve adına hikâye, masal, menkıbe ve destanlar yazar… Bu destanlar da “Ebû Müslimnâme” ve “Kıssa-i Ebû Müslim” adıyla da bilinir. Bu menkıbe ve destanlara göre Ebû Müslim ölmemiş, ak güvercin donuna bürünüp gökkuşağında gezer olmuştur. Bâtıni akımlarca ''Tanrı-insan'' olarak algılanır… Ebû Müslim’e değişik adlar da verilir: ''Köle İbrahim'', ''İbrahim bin Osman'', ''Heyyakan'', ''Hetkan'', ''Abdurrahman bin Müslim'', ''Bihzadan'' ve ''Horasan Teberdarı'' bilinen diğer isimleridir.

Ebû Müslim’in en büyük meziyeti örgütçülüğü ve birleştirici özelliğidir.  Emevî zulmünden rahatsızlık duyan tüm kesimleri birlik olmaya ikna ederek onları birleştirir.  Ancak Ebû Müslim’in en büyük talihsizliği de onun Abbasi hanedanlığı tarafından kullanılmış olmasıdır. Ebû Müslim Abbasilere hilafet makamını altın tepsi içinde sunar fakat onlar tarafından katledilmekten kurtulamaz…

Ebû Müslim hakkında yazılanlar

Ebû Müslim hakkında yazılı eser pek azdır.


Ebû Müslim’i roman şeklinde anlatan iki kitap bulunmaktadır; Birincisi Faik Bulut’un ‘’Ebû Müslim Horasânî, Bir İhtilalcinin Hikâyesi’’ isimli kitabı (Su Yayınları, 1999), diğeri ise Corci Zeydan’ın ‘’Ebû Muslim Horasânî’’ isimli kitabıdır. (Milenyum Yayınları, 2010)

Ebû Müslim hakkındaki diğer kaynaklar da Mesruri Geda’nın ‘’Eba Müslüm'ün Tabutu’’ isimli kitabı (Can Yayınları, 1996) ve Nadir Karakuş,'un ‘’Bir İhtilalcinin Anatomisi Ebû Müslim Horasânî’’ (Neva Yayınları, 2018) isimli kitaplarıdır.

Ayrıca Türkolog Prof. Dr. İrene Melikoff’un, 1962'de Fransızca yayınladığı "Türk-İran Epik Geleneği İçinde Horasan Teberdarı Ebû Müslim'’ (Abu Muslim, le "Porte-Hache" du Khorassan dans la tradition épique turco-iranienne) adlı bir kitabı bulunmaktadır.

1969 yılında Tamer Yiğit’in başrolünü oynadığı bir Yeşilcam filmi de vardır; Eba Müslim-i Horasan-i (Kimi bölgelerde Ebû yerine Eba denilir.)

Ebû Müslim’in ittifaklar konusunda bir strateji ilkesi

Hep yazarım ya: ‘’Hayat ileriye doğru yaşanır, ancak geriye doğru anlaşılır’’... ‘’Geleceğe ilişkin öngörüler kökleri tarihte olan ve buradan beslenen bitkiler gibidir’’... ‘’Tarih insana ne olduğunu öğrettiği gibi ne olacağını da öğretir’’... diye…


Mehmet Akif Ersoy da o ünlü şiirinde şöyle derdi:

‘’Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey! 
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? 
'Tarih'i ' tekerrür ' diye tarif ediyorlar; 
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?’’

İbn-i Haldun ünlü Mukaddime’sinin giriş bölümünde tarihin zahiri, açıkça görülen anlamı dışında bir de saklı anlamı olduğuna dikkat çeker ve der ki: “Tarihin içinde saklanan mana ise incelemek, düşünmek, araştırmak (...) hadiselerin vuku ve cereyanın sebep ve tertibini inceleyip bilmekten ibarettir.”

Günümüzde uluslararası ilişkilerde ulaşmış olduğumuz ‘’değerli yalnızlığımız’’ı; Mehmet Akif Ersoy ve İbn-i Haldun'un sözleri ve tarihin aktörü ve tanığı Ebû Müslim Horasanî’nin Emevîlerin yıkılışı ile ilgili ve her türlü ittifaklar konusunda bir strateji ilkesi olan şu iki sözü ile beraber düşünmeliyiz diye değerlendiriyorum;


“Size düşman olanlara yaranmaya çalışır ve dostlarınızdan uzaklaşırsanız, onlar size dost olmaz; fakat siz dostlarınızı kendinizden uzaklaştırırsınız. İşte o zaman düşmanlarınızın avucuna düşersiniz.”

''Onlar (Emevîler); zararından emin oldukları için dostlarını uzak tuttular. Düşmanlarını kazanmak için yakınlarına aldılar. Yanlarına aldıkları düşmanları dost olmadığı gibi, uzakta tuttukları dostları da düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince, yıkılmaları mukadder oldu.''

Biliyorsunuz, çok şükür ki bizim incelemek, araştırmak, düşünmek gibi bir kaygımız yoktur! Ancak ki biz incelemesek de, araştırmasak da, düşünmesek de tarihin her dönemde bir Emevî iktidarı ve bir Ebû Müslim vardır ve her dönemde de Ebû Müslim’i sırtından vuracak bir başka iktidar vardır...

Ve tarih tekerrürden ibarettir.

Arz ederim…

Osman AYDOĞAN



Yorumlar - Yorum Yaz