Seçim Sonuçlarına Dair

03 Nisan 2014

Babanın biri oğlunun arkadaşlık yaptığı kişilerin gerçek dost olmadığını sürekli söyler ama oğlu onu dinlemez ve karşı çıkar; '’hayır baba onlar benim en iyi dostlarım’' der.

Baba: '’Peki, o zaman onların gerçek dostun olup olmadığını test edelim’’ der… Oğlu; '’nasıl test edeceğiz ki?’’ der. Baba; ‘’git bana büyükçe bir çuval al gel’’ der. Oğul çuvalı getirdiğinde baba ağılındaki koyunlardan birisini keser, parçalar ve çuvala koyar.

Sonra babası oğluna der ki: '’Şimdi bu çuvalı al ve o dostlarına götür ben birisini öldürdüm ve bu çuvala koydum diyerek yardım iste'’ der. Oğlu itiraz ettiğinde ise baba; '’eğer gerçek dostun olup olmadığını görmek istiyorsan dediğimi yap'’ der. 

Oğlu gider dostlarından birisinin kapısını çalar ve arkadaşına; ‘’ben birisini öldürdüm ve bu çuvala koydum saklamak için bana yardım…’’ diyemeden arkadaşı kapıyı suratına kapatır.  Oğul şaşkın kalakalır, çünkü en güvendiği arkadaşıdır o, bu davranışı ona nasıl yapardı? Oğul sonra ikinci bir dostuna gider ama aynı tepkiyi alır.

Diğerleri de aynı tepkiyi verince babasına gelir ve '’haklıymışsın baba, onlar gerçek dostum değilmiş hiçbiri yardım etmek istemedi'’ der. Babası; ‘’şimdi de benim arkadaşlarımı deneyelim’’ der ve arkadaşlarının ismini, adresini verir ve ‘’git bu kişileri bul ve benim selamımı söyle sonra aynı şeyi onlardan iste'’ der. 

Oğlu gider ve babasının ilk arkadaşını bulur, kapısını çalar. Kapıyı yaşlı bir adam açar, delikanlıya şaşkın şaşkın bakar ve ‘’hayırdır evlat, sen kimsin, necisin, ne istiyorsun?’’ diye sorar. Delikanlı kendisini tanıtır, ‘’ben falancanın oğluyum, babamın selamını var. Amca ben birini öldürdüm ve bu çuvalın içine koydum. Bana yardımcı olur musunuz?’’ der. Adam, etrafa bakınır, kimsenin olmadığını görünce, delikanlıyı evin içine çeker, evinin arka bahçesine götürür ve depodan kazma ve kürek alarak bahçede bir çukur kazarak çuvalı çukura gömer, sonra bahçeden laleler sökerek çukurun üstüne dikerek, bahçede hiçbir iz bırakmaz. Sonra da delikanlıyı banyoya sokarak temizlenmesini sağlar, kanla kirlenmiş elbisesini değiştirir. Sonra da yaşlı adam der ki delikanlıya; ‘’gecenin bu saati evden ayrılman uygun olmaz. Gece kal sabah evine gidersin.’’ Delikanlı gitmekte ısrar eder ve adama teşekkür ederek evden ayrılır.

Oğlan kendi evlerine gelir ve babasına olan biteni anlatır; ‘'Baba daha ilk arkadaşın bana yardım etti çuvalı arka bahçesine gömdü ve sonra gömütün üstünü de laleler ekti'’ der. Baba; ‘’karar vermek için daha erken, hele bir sabah olsun bakalım’’ der. Oğul; ‘’baba, daha ne olsun, adam elinden gelen bütün yardımı yaptı bana’’ der. Baba; ‘’hele bir sabahı bekleyelim’’ der.

Sabah olduğunda babası oğula; '’tamam şimdi yine git ve nerede olursa olsun aynı adamı bul herkesin içinde olmadık hakareti yap ve bir de ne tepki verirse versin arka arkaya üç dört tokat at’' der. Oğlu şaşırmış vaziyette; '’ama baba nasıl olur? O bana yardım etti’' der. Babası sen dediğimi yap der.

Ve oğul gider adamı bulur ve herkesin içinde hakaret eder ve bir de adama tokat atar. Adam delikanlıya şaşkın şaşkın bakarken delikanlı bir tokat daha atar, adamın şaşkınlığı artarken delikanlı bir tokat daha atar.

Adam delikanlıya göre iri yarı ve güçlü ve kuvvetlidir, üçüncü tokattan sonra ayağa kalkar, delikanlının kollarını kavrar ve delikanlıyı kendine çekerek ağzını delikanlının kulağına yaklaştırır ve delikanlıya fısıldayarak der ki; '’oğlum git babana selam söyle ben iki-üç tokata lale bahçesini bozacak adam değilim!!'’

Kıssadan hisse:

Anlayamadığımız şu ki, hilesi, hurdası, hırsızlığı bir tarafa, bu seçmenler birkaç kasete, birkaç tapeye, birkaç içi para dolu ayakkabı kutusuna bu lale devrini – pardon – lale bahçesini bozacak adam değiller...

Osman AYDOĞAN